İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, Sakarya milletvekili Ümit Dikbayır`ın tedbirli ve kesin ihraç istemi ile disiplin kurulana sevk edildiğini açıkladı. Zorlu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın cumhurbaşkanlığı seçimlerdeki 50+1 sistemini değiştirmekle ilgili sözlerine ilişkin de “Biz bu açıklamanın hukuki ve siyasal açıdan en somut ifadesini ortaya koyan siyasi partiyiz. Sayın Genel Başkanımız, diğer siyasi partilere bir çağrıda bulundu. `İki yumruk arasına sıkışmış milleti bu kıskaçtan kurtaralım. Her birimiz kendi adaylarımızla kendi başımıza rakip olalım. Alternatifler arasından en iyiyi seçme hakkını milletimize verelim.` O günlerde çok anlaşılmadı, bazı çevreler farklı noktalara çektiler ama görüyorsunuz ki, bu ülkede 50 artı 1 sisteminin taşınması mümkün değil. Böylesine bir kutuplaşma ile ülkenin yönetilmesi, ekonomik problemlerin çözülmesi mümkün değil. Bir hususun altını çizmek istiyorum; oran buraya-şuraya çekilir şeklindeki teklifler bir yana, sadece bununla ülkedeki artan problemi çözemezsiniz Sayın Erdoğan. Demokrasi ve özgürlükler adına bu sürecin bir an önce inşa edilmesi ve sorunların ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
İYİ Parti Medya İlişkileri Başkanı ve Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, bugün İYİ Parti Genel Merkez binasında gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Partisinin istişare toplantısının hafta sonunda İstanbul`da düzenlendiğini hatırlatan Zorlu, “Genel İdare Kurulu üyelerimiz, milletvekillerimiz, il başkanlarımız, belediye başkanlarımızın katılımıyla hem yaklaşan yerel seçimlere yönelik çalışmalarımız hem de diğer konular hakkında görüş alışverişinde bulunma fırsatımız oldu” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener`in konuşmasının ardından bazı başkanlıkların son durum hakkında sunum yaptığını, tüm katılımcıların görüş ve düşüncelerini dile getirdiğini kaydeden Zorlu, “Özellikle son günlerde partimizin odağında yer aldığı gerçek dışı tartışmalar ve iddialar karşısında, tam bir birlik ve mutabakatla yolumuza yürüme kararlılığımızın altını çizdik. Partimize yapılmak istenen baskı ve dayatmalara; bilhassa da farklı saiklerle içimize sızan ve çıkarları gerçekleşmediğinde yalan ve iftiraya başvuran siyaset kalpazanlarına ve bozgunculara karşı İyiler ve cesurlar hareketi, milletinin sesi olma sorumluluğundan asla vazgeçmeyecektir” diye konuştu.
Zorlu, İYİ Parti`nin kuruluş amaçlarına da uygun biçimde Genel Başkan Akşener`in önderliğinde hür ve milli siyaset alanını açabilmek ve makul siyaseti inşa edebilmek için var gücüyle çalışacağını vurguladı.
“YAPAY GÜNDEMLER ÖNE ÇIKARILIYOR”
Yerel seçimlerin yaklaştığını, siyasi iktidarın propaganda makinasının da bu çerçevede hızını arttırdığını belirten Zorlu, ülkenin asıl sorunlarının üstünü örtmek için yargı krizinden Anayasa değişikliğine kadar birçok yapay gündem öne çıkarıldığını söyledi.
Zorlu, şöyle devam etti:
“Esasında günlerdir partimizle ilgili asılsız bilgi ve iddiaların uçuştuğu kimi yayınların da bu amaca hizmet ettiğini üzülerek takip ediyoruz. Bir yanda Anayasa gündemi diğer yanda yalan ve iftiralarla bezenmiş İYİ Parti haberleri. Gündemde ne yok derseniz; ekonomi ve işsizlik, enflasyonla mücadelede atılacak adımlar, alım gücünü artırmaya yönelik somut hamleler hakkında derin bir sessizlik hakim.”
İPSOS raporuna göre insanların yüzde 87`sininen önemli sorun olarak ekonomiyi gördüklerini, yüzde 76`sının ekonomi yönetiminden memnun olmadığını belirten Zorlu, yüzde 68`lik bir kesimin kurların, yüzde 78`lik bir bölümün ise enflasyonun yükseleceğini öngördüğünü aktardı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan “Ülkemizde aşırı yoksulluk bulunmamaktadır" sözlerine karşı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı verilerinin gerçekleri gözler önüne serdiğine dikkat çeken Zorlu, bu verilere göre; aşırı yoksulluk çeken ailelerin dahil edildiği “Aile Destek Programı`ndan” 2023 Ocak-Temmuz döneminde 3,7 milyon hanenin yararlandığı söyledi.
“YOKSULLUĞU YÖNETMEK İSTEYEN BİR SİYASİ İKTİDAR VAR”
Milyonlarca vatandaşın derin yoksullukla mücadele ederken, ortaya çıkan bu gerçekliğin vahim bir tablo olduğunu ifade eden Zorlu, “Muhakkak ki, her sosyal devletin vazifesi evsizlere çatı, yoksullara aş vermektir. Fakat siyasi iktidar, kasten derin yoksulluk yaratmış ve sosyal yardıma muhtaç bıraktığı vatandaşlarımızı, iktidar değişirse sosyal yardımlar kesilecek propagandasını ortaya koymuştu. İnsanlarımızın yoksulluğunu ortadan kaldırmak değil, yoksulluğu yönetmek isteyen bir siyasi iktidardan bahsediyoruz. Bizim endişe ve üzüntüyle dile getirdiğimiz sosyal yardıma muhtaç aile sayısı ne yazık ki siyasi iktidar için sadece “cepteki seçmen” olarak demirbaş defterine yazılmaktadır. Bu yüzden yerel seçimler çok önemli. Biz inanıyoruz ki, değerli yurttaşlarımız bu kötü gidişata yaklaşan yerel seçimlerde en net cevabı verecekler” dedi.
21 yıllık AK Parti iktidarı ile asgari ücretli ülkesine dönüldüğünü belirten Zorlu, “Haliyle asgari ücretin belirlenme dönemi yakınlaştığı için Kasım-Aralık ayları asgari ücreti en çok konuştuğumuz zamanlar oluyor. TÜRK-İŞ`e göre bekar ve çocuksuz bir çalışanın aylık yaşam maliyeti Ekim 2023 itibariyle 17.803 TL. Yani asgari ücret tek kişiyi yaşatmaya yetiyor mu? Hayır. 4 kişilik bir hanenin açlık sınırı ne kadar? TÜRK-İŞ`e göre 13.684 TL, DİSK`e göre 12.928 TL. Yani tek asgari ücret 4 kişinin dengeli beslenmesini sağlıyor mu? Hayır. Peki yoksulluk sınırı tarafında durum ne? 4 kişilik hane için yoksulluk TÜRK-İŞ`e göre 44.573 TL, bir başka araştırmaya göre 44.718 TL. Bu 4 kişilik hanelerde anne, baba ve 15-19 yaş aralığındaki genç çalışsa ve her biri asgari ücret alsa haneye ne kadar giriyor? 34.206 TL. 3 kişinin çalışması 4 kişilik haneyi yoksulluk eşiğinin üzerine çıkarıyor mu? Yine hayır” diye konuştu.
“ŞİMDİ BU SÖZDE RASYONELLİĞİN ÜCRETLERE NASIL YAKLAŞTIĞINI DA PEK YAKINDA TECRÜBE ETME ZAMANI”
Zorlu şöyle devam etti:
“Sayın Bakan`ın ayrı bir hesabı mı var, bilmiyoruz. Ancak aylık yaşam maliyeti, açlık sınırı, yoksulluk sınırı tartışmalarında kullanılan göstergeler, vatandaş açısından hiç ama hiç yeterli değil. Eğer, bir sosyal politika uzmanı olarak kendisi ya da bakanlığındaki yüzlerce uzman bu verilerin farkında değilse durum daha da vahim. Biliyorsanız ve bunu çarpıtıyorsanız da vay bu ülkenin haline. Sözde rasyonele dönen ekonomi politikasının irrasyonel tarafının vatandaşa, zaten hayatını idame ettirmekte zorlanan vatandaşa daha da yüklenmek olduğunu hepimiz yaşayarak öğrendik. Şimdi bu sözde rasyonelliğin ücretlere nasıl yaklaştığını da pek yakında tecrübe etme zamanı.”
“KOMİK MEBLAĞLARIN DAYATILMAMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPACAĞIZ”
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek`in “Asgari ücretliyi enflasyona ezdirmeyeceğiz” şeklindeki açıklamasını hatırlatan Zorlu, şunları söyledi:
“Burada hangi enflasyon diye sormak lazım. TÜİK`in TÜFE enflasyonun diğer enflasyon göstergelerinden bugüne kadar yaşadığı ayrışma bir yana, asgari ücretlinin harcama dinamiklerini TÜFE sepetinin ne kadar yansıttığı da ayrı bir tartışma konusu. Mesela TÜİK`e göre ekim itibarıyla yıllık tüketici enflasyonu yüzde 61,4 ama gıda enflasyonu yüzde 72,1, gerçek kira enflasyonu yüzde 100`ün üzerinde. Kiracı statüsündeki bir ücretli için kira ve gıda dışında pek harcama alanı kalmadığından, ücretlinin yaşadığı enflasyon TÜFE`deki ortalamanın bayağı üzerinde aslında. Buna karşın bakanların açıklamalarını duyunca ücretlileri ve emeklileri acaba hangi sürpriz bekliyor diye düşünemiyoruz” edemiyoruz. Ancak böyle komik meblağların sizlere dayatılmaması için elimizden geleni yapacağız. Parti olarak ücret ve aylıklar için önerilerimizi de sizlerle önümüzdeki günlerde paylaşacağız.”
Milletin açlık sınırının altındaki asgari ücretle kirasını ödeyemez durumda olduğunu ancak siyasi iktidarın siyasi krizler çıkararak yokluğun ve yoksulluğun üstünü örtmeye çalıştığını ifade eden Zorlu, “Bu ülkemizin alıştığı bir tablo haline geldi. Ne var ki ekonomik kriz üstünü örtünce uyumuyor, üstüne toprak atmakla ekonomi iyileşmiyor, enflasyon düşmüyor, paramız değer kazanmıyor. Oysa ısrarla söylediğimiz gibi; ekonomik büyüme ancak insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğünü kabul eden, vatandaşlarına ve yabancılara hukuki güvence veren bir devlet yönetim anlayışıyla sağlanabilir” değerlendirmesini yaptı.
“BİZ ANAYASA MAHKEMESİ VE YARGITAY ARASINDAKİ KRİZE İLK TEPKİ VEREN SİYASİ PARTİ OLARAK BU KRİZİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN TARTIŞMAYA AÇILMASI İÇİN YARATILDIĞINI SÖYLEMİŞTİK”
Zorlu şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz hafta Anayasa Mahkemesi`ne parmak sallayan siyasi iktidarın adalet sistemindeki her olumsuzluğun ülke ekonomisine zarar yazdığını görmesine rağmen bunu sürdürmesi aslında politik istikrarsızlığı bir işaretidir. Biz Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasındaki krize ilk tepki veren siyasi parti olarak bu krizin Anayasa değişikliğinin tartışmaya açılması için yaratıldığını söylemiştik. Eğer böyle ise buna sonuna kadar karşı çıkacağımızı da söyledik. Anayasa veya kanunların uygulayıcısı olan mahkemeler ve yargı mensuplarına siyasi baskı kurarak kendi kurallarını dikta eden mevcut iktidarın ‘adalet karnesi` her geçen gün daha da zayıflıyor.
“HAMASET YAPARAK SİYASİ RANT SAĞLAMA PEŞİNDE ZAMAN HARCIYOR”
Siyasi iktidarın iki eliyle hukukun yakasına yapışmış durumda olduğunu belirten Zorlu, “Bir de üçüncü elleri var ve yeri sabit, mütemadiyen milletimizin cebinde, milletin ise cebi delik cepken delik. Değerli vatandaşlarımızı bu gelişmeleri dikkatle irdelemeye davet ediyoruz. Öğretmenler atama bekliyor, taşeronlar kadro bekliyor, emekliler zam bekliyor, asgari ücretliler insan onuruna yakışır bir ücret bekliyor. Açlık sınırının altındaki asgari ücret ve yoksulluk sınırının altındaki memur maaşlarını görmezden gelen iktidar; kulağı sağır, gözü kör biçimde hamaset yaparak siyasi rant sağlama peşinde zaman harcıyor” dedi.
TÜİK verilerine göre 2022 yılına ait, Güvenlik Birimlerine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistikleri Raporu`ndan bazı başlıklar aktaran Zorlu, “2022 yılında suça sürüklenen çocuk sayısının 601 bin 754 olarak birimlere geldiğini görüyoruz. Daha kötüsü 2015 yılında 2014`e göre çok ciddi bir artış varken; 2022`de 2021 yılına göre yüzde 21`e varan bir artış gözlemlemekteyiz. Suça sürüklenen çocukların yüzde 37,8`ine yaralama, yüzde 25,2`sine hırsızlık isnat edilmiştir. Mağdur çocuklara ilişkin verilerde ise yaralama, cinsel suçlar, aile düzenine karşı suçlar gibi tasnifte; cinsel suç mağduru çocuk sayıları: 2020 yılında 18,500, 2021 yılında 24,400. 2022 yılında 31.900. Bir başka ifadeyle her gün 88 çocuk cinsel istismara uğruyor” diye konuştu.
Zorlu, basın toplantısının sonunda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
“AKŞENER KONUYLA İLGİLİ BİLGİLERİ İÇİŞLERİ BAKANI YERLİKAYA İLE PAYLAŞTI”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener`in "Oteli olan polis müdürleri var. O otellerde fuhuşun ötesinde öksüz kızlar çalıştırılıyor" şeklindeki sözleri hatırlatılan Zorlu, “Genel Başkanımız uzun yıllardır politikada. Bu ülkede İçişleri Bakanlığı yaptı. Kimsenin cesaret edemediği konulara girerek, bu cesareti göstererek çok ciddi bir bakanlık süreci geçirdi. Bu bakımdan Genel Başkanımızın, görüş ve açıklamalarının iyi irdelenmesi gerektiğini tavsiye ediyorum. Sayın Genel Başkanımız, konuyla ilgili bilgi ve detayları İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya ile paylaştı. Bunun altını çizeyim. Bu konudaki hassasiyeti, konuyu sonuçlandırma konusundaki kararlılığı için de buradan bir kez daha partimiz adına Sayın Yerlikaya`ya teşekkürlerimizi sunuyorum. Konunun detaylarıyla ilgili Genel Başkanımız önümüzdeki günlerde gerekli açıklamaları yapacaktır” yanıtını verdi.
OGÜN SAMAST HAKKINDA YENİ İDDİANAME
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink`in katili Ogün Samas`tın serbest bırakılması sonrası hakkında yeniden iddianame düzenlenmesine ilişkin soru üzerine Zorlu, "Toplum vicdanını yaralayan böyle bir katliamın karşısında duruyoruz. Durmak gerekir. İnşallah ülkemiz bir daha böyle olaylarla karşı karşıya kalmaz. İkinci boyutu, hukuki boyutu ise; elbette biz de takip ettik. O günlerde 18 yaşının altında olduğundan, üst sınır olan 24 yıllık cezayla cezalandırılmıştı. Bu şartlı salıverme meselesi; ülkemizde görebildiğimiz kadarıyla otomatik bir prosedür gibi işletiliyor. Bildiğimiz kadarıyla bununla ilgili bir komisyon söz konusu. Burada toplum vicdanını böylesine yaralayan bir katliam karşısında, komisyonun böyle bir inisiyatifi varsa bunu sonuna kadar kullanmasının daha doğru olacağı kanaatindeyiz. Ek iddianameyi ise biz de takip edeceğiz” diye yanıt verdi.
“ÜMİT DİKBAYIR, DİSİPLİN KURULAN SEVK EDİLDİ”
İYİ Sakarya Milletvekili Ümit Dikabayır`ın hakkında çıkan iddialarla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunacağını söylediği aktarılan Zorlu, şu yanıtı verdi:
"Kamuoyumuzda bir süredir, bazı istifa eden arkadaşlar esas alınarak İYİ Parti`ye haksız bir yön verilmeye çalışıldığını görüyoruz. Elbette eleştirilere açığız, elbette bu konudaki değerlendirmeler, yorumlar bizim için çok kıymetli. Ancak iş, gerçek dışı beyanlara geldiği zaman geçtiğimiz hafta da söylemiştim; bu başka bir şey. Bahsettiğiniz isim bugün Genel Başkanımızın imzaları ile yetkileri çerçevesinde; tedbirli ve kesin ihraç istemi ile disiplin kurulana sevk edildi. Konuyla ilgili detayları yetkili arkadaşlarımız önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşır. İyiler ve cesurlar hareketinin kuruluş felsefesinde Türk milletinin bekası, milletimizin birliği ve bütünlüğü, Türk milletine dayatılan siyasi anlayıştan kurtulması hedefi vardır. Bu hedefe ilerlemeye devam ediyoruz. İYİ Parti`nin bu felsefesini kullanarak içimize gelen, daha sonra da kendi çıkarları gerçekleşmediğinde bunu bir başka öyküyle millete sunmak isteyenlere iyi dikkat edilmesi lazım. Milletimizin vicdanı bunu çok iyi biliyor. Bir başka partiye de geçebilirsiniz. Sayın Erdoğan`ın bile geçmişte bir açıklaması var. Eğer bunu yapıyorsanız, yürekli iseniz esas olan milletvekilliğinden de istifa etmektir. Sayın Fakıbaba bunun en son örneğidir. Dolayısıyla İYİ Parti`nin Türk siyasetinde oturduğu yer çok önemli. Bugün siyasi iktidarın geldiği nokta da bizim söylemlerimizle uyumlu bir hale gelmeye başlamıştır."
"BU ÜLKEDE 50 ARTI BİR SİSTEMİNİN TAŞINMASI MÜMKÜN DEĞİL"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın, cumhurbaşkanlığı seçiminde 50 artı 1 sisteminin kaldırılabileceği yönünde açıklamasının hatırlatılması üzerine Zorlu, "Biz bu açıklamanın hukuki ve siyasal açıdan en somut ifadesini ortaya koyan siyasi partiyiz. Sayın Genel Başkanımız, 26 Ağustos`ta Kocatepe`de milletin huzurunda diğer siyasi partilere bir çağrıda bulundu. `İki yumruk arasına sıkışmış milleti bu kıskaçtan kurtaralım. Her birimiz kendi adaylarımızla kendi başımıza rakip olalım. Alternatifler arasından en iyiyi seçme hakkını milletimize verelim.` O günlerde çok anlaşılmadı, bazı çevreler farklı noktalara çektiler ama görüyorsunuz ki, bu ülkede 50 artı 1 sisteminin taşınması mümkün değil. Böylesine bir kutuplaşma ile ülkenin yönetilmesi, ekonomik problemlerin çözülmesi mümkün değil. Bir hususun altını çizmek istiyorum; oran buraya-şuraya çekilir şeklindeki teklifler bir yana, sadece bununla ülkedeki artan problemi çözemezsiniz Sayın Erdoğan.
“SAYIN ERDOĞAN`I DA BU ÇAĞRISI SONRASI; ÖZELLİKLE YEREL SEÇİMLERDE SAMİMİYET NOKTASINDA GÖRECEĞİZ”
Kuvvetler ayrılığı prensibi nerede? TBMM`nin hakları şu anda nerede duruyor? Ülkede denetimsizlik hat safhaya çıkmış. Gelir adaletsizliği başta olmak üzere, adalet sistemimizde çok büyük yaralar almış. Böylesine vahim bir tabloyu, sayısal çoğunluk değerlendirmesine sığdırmak da çok yanlıştır. İYİ Parti açısından sistem tartışmalarının geldiği nokta çok kıymetli olmakla birlikte, bizim uyarılarımız geçmişten bugüne ortadadır. Demokrasi ve özgülükler adına bu sürecin bir an önce inşa edilmesi ve sorunların ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Sayın Erdoğan`a da bu çağrısı sonrası; özellikle yerel seçimlerde samimiyet noktasında göreceğiz. Orada altılı masa diyor. Kimin eli kimin cebinde diyor. Şu gerçeği de biz hatırlatmak zorundayız; siz de altılı masaydınız. Siz de ittifak içindeydiniz. Cumhur İttifakı da altı üyeden oluşuyordu. Bu tartışmalar uzar gider ama esas olan şudur; İYİ Parti`nin çağrısının ne kadar haklı olduğunu göreceksiniz” yanıtını verdi.