TBMM Genel Kurulu`nda ‘adalet nöbeti` tutan CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Genel Kurul Salonu`nu ziyaret eden hukuk fakültesi öğrencilerine seslendi. Özkan öğrencilere, “Adalet için kavgada insanların sadece inanmaları yetmez. Fedakarlıkta da bulunmaları gerekiyor. Eğer bu fedakarlıkta siz bulunmazsanız, sizler o fedakarlıkla ülkeyi kuşatmazsanız bu ülkenin adil olma şansı yoktur. Bu ülkede insanlar yoksulluk içinde yaşar. Avukatı değil yargıcı kiralayarak dava sonuçlanır. Patron karşısında el pençe divan durur. Hakkını almak için asgari ücret diye bir rezalete mahkum olur insanlar. Bir ülkede asgari ücret varsa orada hiçbir şey yok demektir. Adaletten de bahsedilmez. Milletvekili maaşının dünya kadar, asgari ücretin bu kadar olduğu yerde adalet madalet yok demektir” dedi.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, bugün CHP`nin TBMM`de başlattığı “adalet nöbeti” için bulunduğu TBMM Genel Kurulu`nda Genel Kurul Salonu`nu ziyaret eden hukuk fakültesi öğrencilerine adalet nöbetini anlattı.
Özkan, öğrencilere şöyle seslendi:
“Bu adamlar Meclis kapalıyken niye burada oturuyorlar? Bunların derdi ne? Derdimiz adalet. Herkes için adalet istiyoruz. Hepiniz için adalet istiyoruz. Hukuk fakültesinde okuyorsunuz. Hukuk eğitimi almak, adalet için başlangıç bile değil. Ben altı yıl cezaevinde kaldım; Enis Berberoğlu dört yıl cezaevinde kaldı. Bakın burada Türkan Elçi var. Hepimiz Türkiye`nin adil bir ülke olması için kendi hayatlarımızdan ailelerimizin hayatından büyük büyük parçalar vererek, büyük büyük fedakarlıklarda bulunarak mücadeleyi sürdürüyoruz. TBMM`nin üyesi olmak, adaleti getirmeye yetmiyor. Burada sıralara vuruyoruz `adalet` diye. Adalet için her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Ama sizi temin ederim adalet ancak yaşamın içinde kazanılan bir şey. Onun için aldığınız eğitimin hakkını yaşama adalet katarak verebilirsiniz. Ben altı yıl cezaevinde adalet diye bağırdım. Enis Berberoğlu, diğer arkadaşlar hayatımızda aradığımız şey, adalettir. Ama adalet, kitapta yazan şey değildir. Adalet, yaşamda geçerli olan şeydir. Adalet sadece cezaevi değildir. Adalet, iş adaletidir; adalet, kadının, çocuğun adaletidir. Adalet, yaşamın tamamını saran bir büyük kalkandır.
“BİR ÜLKEDE ASGARİ ÜCRET VARSA ORADA HİÇBİR ŞEY YOK DEMEKTİR. ADALETTEN DE BAHSEDİLMEZ”
Biz, muska diye yüreklerimizi taşıyoruz içimizde. Adalet için kavgada insanların sadece inanmaları yetmez. Fedakarlıkta da bulunmaları gerekiyor. Eğer bu fedakarlığı siz bulunmazsanız, sizler o fedakarlıkla ülkeyi kuşatmazsanız bu ülkenin adil olma şansı yoktur. Bu ülkede insanlar yoksulluk içinde yaşar. Avukatı değil yargıcı kiralayarak dava sonuçlanır. Patron karşısında el pençe divan durur. Hakkını almak için asgari ücret diye bir rezalete mahkum olur insanlar. Bir ülkede asgari ücret varsa orada hiçbir şey yok demektir. Adaletten de bahsedilmez. Milletvekili maaşının dünya kadar, asgari ücretin bu kadar olduğu yerde adalaet madalet yok demektir. Adalet, yaşamın her yerinde aranmalı, bulunmalı, dereye sokulmalıdır. Adaleti sağlayacaksanız, dağıtacaksanız öncelikle yaşamın kendisini kurtarmakla başlamalısınız. Keşke adil bir ülke olsak, keşke bu mücadelelerden size bir miras bırakabilsek... Siz çok kötü bir miras bırakıyoruz. Ama unutmayın mücadeleden asla vazgeçmedik; bi mirası düzeltebilmek için elimizden geleni yaptık. Siz de mücadeleden asla vazgeçmeyin kardeşlerim.”