Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu`nun (DİSK) “vergide adalet, gelirde adalet” sloganıyla İstanbul`dan Ankara`ya başlattığı yürüyüş, Bilecik`e ulaştı. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Özellikle mayıs seçimlerinden sonra mazota, akaryakıta en az iki kat zam geldi. Her şeyin fiyatı iğneden ipliğe arttı ama bunun karşısında bizim ücretlerimiz, alım gücümüz gün geçtikçe her gün daha fazla düşüyor” dedi.
DİSK`in “vergide adalet, gelirde adalet” talebiyle İstanbul`dan Ankara`ya yaptığı yürüyüş, dördüncü gününde Bursa`nın ardından Bilecik`e ulaştı. Buradaki Atatürk Parkı`nda konuşan DİSK Genel Sekreteri Adnan Serdaroğlu, adaletli bir vergi düzeni ve adaletli bir Türkiye gerçekleşene kadar mücadelelerini devam ettireceklerini belirtti. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da bu yürüyüşte yalnız olmadıklarını vurgulayarak şunları söyledi:
“AKARYAKITA İKİ KAT ZAM GELDİ: Gelirde, vergide adalet için yürüyoruz. Biz bu mücadeleyi DİSK olarak yaklaşık iki yıldır sürdürüyoruz. İş yerlerinden başlayan, vergi daireleri önlerine, alanlara, meydanlara kadar devam eden, topladığımız binlerce imzayla Maliye Bakanlığı`na, Türkiye Büyük Millet Meclisi`ne kadar giden, yaptığımız sayısız eylem ve mitingler sonrasında ülkeyi yöneten siyasi iktidarın bu konuda herhangi bir adım atmaması, tam tersine koşulların daha da kötüye gitmesi nedeniyle mücadelemizi bir üst aşamaya sıçratarak bu yürüyüşü başlattık. Hepinizin bildiği gibi özellikle mayıs seçimlerinden sonra mazota, akaryakıta en az iki kat zam geldi. Her şeyin fiyatı iğneden ipliğe arttı ama bunun karşısında bizim ücretlerimiz, alım gücümüz gün geçtikçe her gün daha fazla düşüyor. Bugün aldığımızı yarın aynı fiyata alamıyoruz. Milyonlarca işçinin, emekçinin, yoksullaştığı bir süreci yaşıyoruz.
KAŞIKLA VERDİKLERİNİ KAZANLA ALIYORLAR: Bütün bu tablo karşısında ülkeyi yönetenler ekmeğimizi korumak için hiçbir adım atmadıkları gibi o TÜİK`in yalan yanlış enflasyon rakamları üzerinden belirlenen ücret artışlarının da üç günde uçup gittiği bir süreçte kaşıkla verdiklerini artık kepçeyle değil, kazanla alıyorlar. Adaletsiz vergi sistemiyle, her gün üzerimizdeki vergi yükünün daha da fazla artmasıyla her gün daha fazla yoksullaşıyoruz. KDV, ÖTV gibi son derece adaletsiz olan, işçinin de patronun da zenginin de yoksulun da bir kilo domates aldığında ödediği vergi, son derece adaletsiz olan dolaylı vergiler devletin topladığı vergilerin dörtte üçüne ulaştı. Gelirimizden ödediğimiz vergi, peşin peşin ücretlerimizi almadan ödediğimiz verginin hem oranı çok yüksek hem de vergi dilimleri bilerek, isteyerek düşük belirlendiği için hemen sanki zenginleşmişiz gibi bir üst vergi dilimine giriyoruz. Ocakta, şubatta, martta aldığımız ücreti ekimde, kasımda alamıyoruz.
ÜCRETİN YIL İÇİNDE AZALDIĞI BAŞKA ÜLKE YOK: Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. İşçilerin, emekçilerin ücretlerinin, eline geçen net ücretin yıl içerisinde azaldığı başka bir ülke yok. O yüzden diyoruz dünyanın en adaletsiz vergi sistemi Türkiye`de diye. O nedenle vergide adalet için yürüyoruz. Buradan, Bilecik`ten bir kez daha ülkeyi yöneten iktidara sesleniyoruz. Eğer vergi gelirini artırmak istiyorsanız, daha çok vergi toplamak istiyorsanız artık işçinin, emekçinin, emeklinin, halkın cebine bakmaktan vazgeçin. Etrafınıza bakın. Kâr rekorları kıran şirketlere bakın. Bankaların bilançolarına bakın. Kur korumalı mevduatla milyonlar kazananlara bakın. Yani az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınan adil bir vergi sistemi istiyoruz. İşte bunun için yürüyoruz Ankara`ya. İşte bunun için İstanbul`dan Ankara`ya milyonların adalet talebini götürüyoruz.
MİLYONLARCA EMEKÇİNİN ÇIĞLIĞINI DUYUN: En son geçtiğimiz ay adaletli bir vergi sistemi için yapılması gereken düzenlemeleri çok değil, 5 maddelik bir kanun teklifi hâlinde Meclis`teki bütün siyasi partilere gönderdik. Tüm siyasi partilerin genel başkanlarıyla tek tek görüşmeler yaptık, anlattık yaşadıklarımızı, gerekenleri. Bugün buradan bir kez daha Ankara`ya sesleniyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi`ndeki bütün siyasi partilere sesleniyoruz. 600 milletvekiline sesleniyoruz. DİSK tarafından hazırlanan, adaletli bir vergi sistemi için yapılması gerekenleri, o kanun teklifini hepiniz imzalayın ve parlamentodan oy birliğiyle geçirin diyoruz. Artık yeter diyoruz. Milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin bu çığlığını duyun ve gerekli adımları atın diyoruz. Bu ülkede yaklaşık 10 milyon emekli, uydurdukları o ucube sistemle, Hazine`den tamamlama yöntemiyle, 7 bin 500 lirayla yaşamaya mahkûm edildi. Bugün Türkiye`de bırakın yoksulluk sınırını, açlık sınırı 14 bin lirayı geçti.
EMEKLİ, AÇLIK SINIRININ YARISI ÜCRETLE YAŞAMAYA MAHKÛM EDİLDİ: Açlık sınırının yarısı bir ücretle yaşamaya mahkûm edildi milyonlarca emekli. Bugün Türkiye`de asgari ücret 11 bin 400 lira. Bir ortalama ücreti olan asgari ücret, açlık sınırının çok altında. İşte o nedenle Ankara`ya yürüyoruz. Hepimiz çalışıyoruz, üretiyoruz ve ürettiğimiz değerden payımızı istiyoruz. Alnımızın terinin karşılığını istiyoruz. Kimseden sadaka istemiyoruz. Hakkımız olanı istiyoruz. Hakkımız olanı almak için de hep birlikte, omuz omuza mücadeleye devam ediyoruz. Biz bu yola çıkarken yalnız yürümeyeceğiz dedik ve gerçekten de yürüyüşümüz her adımda daha fazla güçlenerek, büyüyerek devam ediyor. Bu akşam Eskişehir`deki buluşmadan sonra yarın Ankara`ya ulaştığımızda binlerce işçi arkadaşımızla, binlerce Ankaralı yurttaşımızla birlikte bu taleplerimizi bütün Türkiye`de, doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine kadar bütün iş yerlerinde, iş kollarında çalışan tüm sınıf kardeşlerimizin, sendikalı, sendikasız tüm işçilerin, beyaz yakalı, mavi yakalı bütün emekçilerin taleplerini Ankara`ya götüreceğiz.
DİSK YÜRÜRSE KARANLIKLAR DAĞILIR: Demiştik ki DİSK yürürse bu ülkede, işçiler yürürse bütün karanlıklar dağılır. DİSK yürürse, işçiler yürürse yolumuz aydınlanır. DİSK yürürse, işçiler yürürse, bu ülkenin tüm değerlerini üreten işçiler yürürse bu ülkenin geleceği aydınlanır. İşte bu duyguyla çıktık yola, bu duyguyu, bu umudu her yerde, her durakta büyüten ve bugün bu güzergahta olmasa bile Türkiye`nin dört bir yanından bu yürüyüşü selamlayan herkese çok teşekkür ediyoruz. Hep birlikte yan yana, omuz omuza bu mücadeleyi büyüteceğiz. Bu ülkede, bu topraklarda eşitliğin, adaletin, barışın, kardeşliğin ve demokrasinin egemen olduğu ve çalışanlar olarak, işçi sınıfı olarak sendikalaşmanın, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırıldığı ve ürettiğimiz değeri hakça paylaştığımız; neyi üreteceğimize, nasıl üreteceğimize ve nasıl bölüşeceğimize hep birlikte karar verdiğimiz adaletli bir ülkeyi hep beraber kuracağız. İşte bunun için Ankara`ya yürüyoruz. Hep birlikte yürüyoruz.”