Evrensel İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Musa Şahin, İsmailağa Cemaati`ne bağlı Hiranur Vakfı`nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel`in kızını 6 yaşındayken ‘imam nikahı ile evlendirmesine` ilişkin, “6 yaşındaki çocukların evlendirilmesini meşru gören ve buna karşı çıkanları azgın azınlık olarak gören gerici ve ataerkil zihniyeti kabul etmiyor, reddediyoruz” dedi.
Evrensel İnsan Hakları Derneği, İsmailağa Cemaati`ne bağlı Hiranur Vakfı`nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel`in kızını 6 yaşındayken ‘imam nikahı ile evlendirmesine` ilişkin, bugün Ankara`da açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan Evrensel İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Musa Şahin, şunları söyledi:
“İsmailağa Cemaati`ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel`in 6 yaşındaki kızını imam nikahı ile evlendirip, kızının yıllarca cinsel istismara maruz kalmasına göz yumduğu vahim olay, kamuoyu vicdanını yaralamıştır. ‘Vicdanlar ölünce gözler kör, kulaklar sağır olur` söylemi, bu vahim olayda tezahür etmiştir. 6 yaşındaki bir çocuğun sessiz çığlığını duymayıp örtbas etmeye çalışan vicdanların çoktan öldüğünü, sadece üzerlerine toprak atılmanın unutulduğunu ifade etmek istiyoruz.
"ÜSTÜNÜ ÖRTMEYE ÇALIŞTIKLARINI İTİRAF ETMİŞTİR"
ÇHS`ye göre ‘18 yaşından küçük herkes çocuk sayılır` maddesi hiçe sayılmış ve evlilik kisvesi adı altında bir çocuğun hayatı adeta karartılmıştır. Üstelik karartılan bu hayatta sadece ailenin payı değil, olayı 2 yıl önce bildiklerini bizatihi kendisi ifade eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı`nın da payının olduğunu ifade etmek istiyoruz. 2023 yılı bütçe görüşmelerinde Bakan Derya Yanık, şu açıklamayı yapmıştır: H.K.G.`nin 30 Kasım 2020`de savcılığa müracaat ettiğini belirterek, ‘4 Aralık 2020`de ilk kabul birimimize alıyoruz. 8 Aralık 2020`den itibaren mağdur, kuruluşlarımızda kalmaya devam ediyor. Mağdura meslek eğitimi veriyoruz; aşçılık eğitimi alıyor, İngilizce öğreniyor ve hayatını kendisi kendi başına idame ettirecek şekilde yetişiyor. Uzun süre gizliliğini sağlamak için gerekli çalışmaları yapıyoruz ve beraberinde çok uzun süre gizliliği sağlamak için çalışmalarını yapıyoruz` şeklinde, bu olayı bildiklerini, fakat tabiri caizse üstünü örtmeye çalıştıklarını itiraf etmiştir.
Evrensel İnsan Hakları Derneği olarak, Sayın Bakan`a sormak istiyoruz. Bakanlık olarak bu olaya müdahil olmak ve Yusuf Ziya Gümüşel ile Kadir İstekli`nin tutuklanması için neden 2 yıl boyunca beklediniz. Ve bu vahim olay karşısında yapılabilecek birçok şey varken yapacağınız tek şey, bu çocuğa sadece aşçılık ve İngilizce eğitimi mi vermek?
Sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı değil, söz konusu vakfın Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği yürüttüğü eğitim projeleri biliniyor ve bu vakfın sözüm ona en önemli faaliyet alanının eğitim olması, 7. sınıftan itibaren öğrencilerin kaydını alarak hafızlık dersi vermesi, tüm bunlar bilinmesine rağmen Milli Eğitim Bakanlığı`nın zahmet edip bir açıklama yapmaması, durumun vahametini ortaya koyuyor.
AKP iktidarının kendisine üstlendiği misyon, elbette ki mağdurlara sadece aşçılık ve İngilizce eğitimi vermekle sınırlı değil, aynı zamanda birçok cinsel istismarla gündeme gelen tarikat ve cemaatlere siper olmaktır. Çünkü Türkiye`de cemaat ve tarikatlar, adeta dokunulmazlık zırhına sahipler. Bu sebepledir ki bu korkunç olay ilk kez yaşanmıyor maalesef.
Karaman`da ENSAR ve KAİMDER`in kaçak yurt ve evlerinde Muharrem Büyüktürk adlı belletmenin 9-10 yaşlarında 45 çocuğa tecavüz ettiği olay hâlâ hafızalarımızda taze. Bu korkunç olaydan sonra dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu`nun yorumunu dile getirmeyi dahi zül kabul ediyoruz. Yine Adıyaman Gerger İmam Hatip Okulu`nda hademe olarak görev yapan Mehmet Sait Güler, yaşları 8, 9, 10 olan 18 çocuğa cinsel istismarda bulundu. Şikayet üzerine yakalandı ve dava için hemen gizlilik ve yayın yasağı kararı alındı.
Kilis`te İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Pehlivan, yaşları 7, 8, 10 ve 11 olan toplam 14 çocuğa cinsel tacizde bulunmaktan tutuklandı. Dava için yine gizlilik kararı alındı. Dikili`de Süleymancılara ait yurtta 7 erkek öğrenciye tecavüz edildi ve çocukların avukatı ne demişti biliyor musunuz? ‘Konuşamam, beni bitirirler.` Buradan o avukata da seslenmek istiyoruz. Siz bitmediniz ama susarak o çocukların hayatını bitirdiniz.
"CEMAATLERİN DOKUNULMAZLIK ZIRHI VAR DERKEN KASTTETİĞİMİZ ŞEY TAM OLARAK BUDUR"
Bir başka toplu tecavüzün yaşandığı yer, İstanbul`daki Fıkıh-Der oldu. Fıkıh-Der`e ait Kur`an kursunda 20`yi aşkın çocuk istismar edilmiş ve bunlardan 6`sı şikayetçi olmuştu. Kur`an kursu kaçaktı. Yani yasal olarak prosedürlere uygun değildi, ama 6 yıldır faaliyet gösteriyordu. Ve denetleyen hiç olmamıştı. Denizli Çivril`de Süleymancılara ait Kervansaray Öğrenci Yurdu`nda 12 yaşındaki erkek çocuk, belletmen olarak görev yapan Emre Türkkol tarafından tecavüze uğradı. ‘Cemaatlerin dokunulmazlık zırhı var` derken kastettiğimiz şey tam olarak budur. Denetlenememezlik ve günün sonunda her şeyi yapabilme hakkını kendilerinde görmeleri.
“6 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARIN EVLENDİRİLMESİNİ MEŞRU GÖREN VE BUNA KARŞI ÇIKANLARI AZGIN AZINLIK OLARAK GÖREN GERİCİ VE ATAERKİL ZİHNİYETİ KABUL ETMİYOR, REDDEDİYORUZ”
Evrensel İnsan Hakları Derneği olarak, 6 yaşındaki çocukların evlendirilmesini meşru gören ve buna karşı çıkanları azgın azınlık olarak gören gerici ve ataerkil zihniyeti kabul etmiyor, reddediyoruz. Çocukları sadece oyun alanlarından değil, hayattan da koparan kör ve sağır vicdanları kabul etmiyor, reddediyoruz. Ve bu olayın takipçisi olmaya devam edeceğimizin altını çizmek istiyoruz.”
Evrensel İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Ali Haydar Çelebi ise şöyle konuştu:
“AKP iktidarının içinde bulunduğu zamanı göz önüne aldığımızda gerek insan hakları gerek kadın hakları gerek çocuk hakları konusunda şiddeti onaylayan, tacizi onaylayan bir siyaset anlayışı içinde olduğuna yüzlerce örneği ile hepimiz şahit olduk.
İnsan hakları sorunun çözüme kavuşturulması için, kadın hakları konusunda çözüm olması için, çocuk hakları konusunda çözüm olması için önce AKP iktidarının ve onun beslemeleri olan Cumhuriyet düşmanlığını, düşüncesini kendine amaç edinmiş tarikatların, cemaatlerin kapatılması ve bu gibi sapık anlayışların dini kullanması, halkımızı kullanmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.
Dün olduğu gibi bugün de bu tarz, bataklık olarak nitelendireceğimiz gerici anlayışın, sapık anlayışın karşısında olmaya devam edeceğiz.”