Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “AK Parti olarak son 20 yılda ülkemizi terörden darbeye, sokak olaylarından çeşitli vesayet girişimlerine kadar pek çok krizden nasıl kurtardıysak, gelişmiş ülkeler dahil tüm dünyayı derinden sarsan küresel buhrandan da sahili selamete biz çıkartacağız. Önümüzdeki 6-7 aylık dönemi, sahada hiçbir boşluk bırakmadan varsa eksikliklerimizi de giderek en güzel şekilde değerlendirmenizi bekliyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun`da “Kuruluştan Bugüne Hep Birlikte 2023`e” Programı`na katıldı. Erdoğan burada şöyle konuştu:
“Ülkemiz genelinde yayılan dene-yap teknoloji atölyelerimizle, sayıları bin 245`e ulaşan araştırma geliştirme (AR-GE) merkezlerimizle, sıfırdan alıp sayısını 323`e çıkardığımız tasarım merkezlerimizle ülkemizin 59 iline kazandırdığımı 92 Teknoparkımız ile teknolojiye dair ne varsa her alanda varlığımızı hissettiriyoruz. Ancak muhalefetin ne dünyanın ne de ülkemizin teknoloji alanında geldiği seviyeden habersiz olduğunu görüyoruz. Vizyon toplantılarına gelmeye tenezzül dahi etmeyen yabancı ekonomi komiserinin konuşmasını, millet teknoloji görsün diye pazarlamak komiklik değil, cahillik alametidir. Günümüzün 3-4 yaşındaki çocuklarının bile yaptığı işi teknoloji devrimi sananlar, dünyayı da ülkelerini de yaklaşık 7 ay sonra oyuna talip oldukları milletini tanımıyor demektir. Anlaşılan CHP`nin başındaki zata, zevahiri kurtarmak adına Teknofest`e yaptığı kısa süreli ziyaret yeterli olmamış. Buradan kendisine, ülke ülke dolaşmak yerine, yanına ithal danışmanlarını da alarak Türkiye`deki Organize sanayi bölgelerini, ARGE merkezlerini, Teknoparkları, en azından TOGG`un üretim üssünü ziyaret etmesini tavsiye ediyorum. Bu zavallı, ülkesini ne zannediyor ya? Bu ülkede nelerin olduğundan haberi yok. Önce TOGG`u bir ziyaret etmek istediğini yönetim kurulu başkanına söylüyor. Yönetim kurulu başkanı da Bay Kemal`in TOGG`u ziyaret etmek istediğini söylediğinde ben de kendisine dedim ki, ‘Fakat Sanayi ve Teknoloji Bakanını da yanına alacaksın.` Onu kendisine söyleyince, ‘Bakan gelecekse, o zaman gelmem` demiş. Şimdi bu ne demektir? Danışıklı dövüşten yana. E gelip göreceksen gör.
“BU BİR KOMPLEKSTİR, AŞAĞILIK KOMPLEKSİ”
Bunlar bu ülkeyi ne sanıyorlar? Haydi git Baykar`a. Al o ithal elemanlarını da yanına, Baykar`a git, Baykar`ı görsünler. Bak bakalım bu İHA`lar, SİHA`lar, Akıncılar, şimdi de yenisi geliyor, Kızılelma`yı görsünler. Şöyle bir ay içerisinde Kızılelma da havalanırsa, e zaten artık olay çok daha farklı bir yere doğru gitmiş olacak. Bu bir komplekstir, aşağılık kompleksi. Kendini tanımıyor, kendini bilmiyor, kendini tanımayan, kendini bilmeyen dünyaya kendini tanıtabilir mi? Tanıtamaz. İngiltere`ye gitmiş, oradan para alıp gelecekmiş. Ya sen hangi noktadasın, hangi parayı alacaksın? Nasıl alacaksın? Bunların dünyada neyin nasıl yöneteceklerinden de haberleri yok. Şu anda yetkin olmadığı hâlde daha önce İngiltere`deki bu lobilere gidip gelmeyi oralarla görüşmeyi bu denli eleştiren sen, şimdi ne oldu da kendin gidip Londra piyasalarında dolaşıyorsun? Benim milletim bu tür sağa sola savrulan bir muhalefete 20 yıldır yol vermediyse, inanıyorum ki bundan sonra da yol vermeyecektir.
Bütün bunlarla beraber, Samsun`a gelmesini tavsiye ederdim. Gelsin Samsun`a, sadece buradaki teknoloji üreten tesisleri görsün, kendisini güncellesin. Belki o zaman Türkiye`ye yabancıların gözüyle bakmayı, siyaseti yabancı akıl hocalarının tavsiyeleriyle yapmayı da bırakır. Belki o zaman arkası karanlık, sicili bozuk ithal danışmanlardan medet ummak yerine bu toprakların yetiştirdiği değerlerden ilham alır. Diğer türlü kendisine de partisine de Atatürk`ün hatırasına binaen CHP`ye oy veren vatandaşlarımıza da yazık edecektir, yazık. Elbette aziz milletimiz, sandık önüne konulduğunda tüm bunların hesabını yapacak, kimin teknoloji özürlü kimin de teknoloji gurusu olduğunu Bay Kemal ve yurt dışındaki vasilerine gösterecektir.
“CHP`NİN ÜLKEMİZE TEK VAADİ, TÜRKİYE`Yİ NİCE MÜCADELELER VERDİĞİMİZ ESKİ GÜNLERE GERİ DÖNDÜRMEDİR”
Muhalefetin cehalet ve gafletle açıklanamayacak söylemleri, esasen ülkeye ve millete yönelik faşist bir zihniyeti deşifre etmektedir. Giderek hoyratlaşan, doğrudan insanımızın aklını, inancını, değerlerini hedef alan bu beyanatlar, millet düşmanlığının işaretleridir. CHP`nin kodlarında zaten var olan bu çarpık bakış açısı maalesef masadaki diğer ortaklarına da sirayet etmiştir. Ülkemiz seçim sathı mailine girdikçe iki farklı siyaset anlayışının tebarüz ettiğini görüyoruz. Bunlardan ilki, AK Parti`nin ve Cumhur İttifakı`nın temsilcisi olduğu yerli ve milli siyaset blokudur. İkincisi ise CHP ve şürekasının vitrinde gözüktüğü ama arkasında daha kimlerin olduğu belirsiz, eski Türkiye`nin ve emperyalist vampirlerin temsilcisi olan bloktur. Biz ‘Türkiye Yüzyılı` ile ülkemizi geçtiğimiz 20 yılda kurduğumuz güçlü eser ve hizmet altyapısının üstünde dünyanın en büyük 10`u arasına çıkarma hayali kuruyoruz. Karşımızdakiler ise ülkemizi yeniden, uzunca bir süre iliğimizi sömüren kendi güvenlik ve refahları dışında hiçbir değerleri olmadığını sayısızca ispatlamış küresel baronlara teslim etme vaadiyle geliyor. CHP`nin ülkemize tek vaadi, Türkiye`yi bizim yakamızı kurtarmak için vesayetle kavgadan darbe girişimine, terörden faiz-kur kumpasına kadar nice mücadeleler verdiğimiz eski günlere geri döndürmedir. CHP`nin vizyon açıklaması diye kamuoyuna sunduğu görüntü başındaki zatın ve yoldaşlarının iplerinin kimlerinin elinde olduğunun ilanından başka anlam taşımamaktadır. Üstelik bu ipleri ellerinde tutanlar, ülkemize kadar bile gelme zahmetine katlanmayacaklarını, CHP`yi nereden ve hangi başkentlerden idare edeceklerini de açıkça göstermişlerdir. Gerçi bunlar, ülkeyi küresel siyasi ve ekonomik tefeciler adına müstemleke komiseri edasıyla gelenlerin ellerine bırakmaya da alışkındır. CHP ortakları elinde bir çantayla gelip, ülkenin sırtına yüzlerce milyar dolarlık yükü vurduktan sonra gidenlerin devrini yeniden açacaklarını düşünüyorlarsa avuçlarını yalarlar.
Gençlerimizin özgürlükler, hak, hakkaniyet, adalet hassasiyetleri çok yüksektir. Ama gençlerimiz aynı zamanda, ülkemizi emperyalist güçlerin kölesi hâline getirmeye dönük hesapları anında görecek birikime ve dirayete de sahiptir. Açık ve net söylüyorum, bunlar inanın bizim gençliğimizi de bu milleti de tanımadılar, tanımıyorlar ve tanıyacak kapasitelerinin olduğuna da inanmıyorum.
Bunların şu anda bildiği tek şey var. Nedir o? IMF`ten para alacaklarmış. Biz ise ne yaptık, IMF`ten bütün ipleri kopardık. Dedik, ‘Paranı al, çek git.` İsim vermeyeceğim ama sizler kim olduğunu anlarsınız. Başbakanlığım döneminde, o zamanlar bu işlere bakan, şu anda da altılı masanın içinde olan bir tanesi Davos`tayız ve benim Davos`a son gidişim. ‘Bir daha gelmeyeceğim` dedim. IMF`nin başındaki adamla oturduk konuşuyoruz. Maliye Bakanı, altılı masanın etrafındaki bu zat, dedim ki, ‘Sizin bize siyasette yön verme hakkınız yok. Alacağınız neyse siz bunu taksit taksit alıyor musunuz? Alıyorsunuz. Bitti. Ama siz siyaseten Türkiye`yi yönetme hakkına sahip değilsiniz. Türkiye`yi yöneten benim` dedim.
Bizden sonra hâlâ bunlar otellerin lobilerinde CHP`den bir tanesi, İP`ten (İYİ Parti) bir tanesi, ne yaptılar, IMF`nin buraya gönderdiği kişilerle görüşmeler yaptılar. Gizli olarak.
“SÖYLEDİKLERİ İSİMLERDEN BİRİ PAŞİNYAN`IN DANIŞMANI. ERMENİSTAN ŞU ANDA BATTI. BUNLAR ERMENİSTAN`I KURTARDILAR MI?”
Bu millet ipini IMF`nin eline verenlere bu ülkede siyasette yer vermez. Çünkü bu baronlar IMF ile zaten ortak çalışanlardır. Hani ‘Para getirdi` falan filan diyorlar ya, işte paraları buradan getiriyorlar. Bu söyledikleri isimlerden bir tanesi Paşinyan`ın danışmanı. Ya Ermenistan şu anda battı, bitti. Ermenistan gidiyor. Bunlar Ermenistan`ı kurtardılar mı? Kurtaramadılar. E şimdi ne olacak? Türkiye`de bu millet AK Parti`den iradeyi alıp da size vereceğini mi zannediyorsunuz?
Biz vizyonda, programda yarışabileceğimiz bir seçim süreci yaşayacağımızı umut etmek isterdik. Maalesef bir kez daha hüsrana uğradık.
Her seçim öncesinde, terör örgütleriyle, uluslararası kuruluşlarıyla, medyasıyla, tetikçi kalemleriyle, sosyal medyasıyla, sokak dedikodularıyla AK Parti aleyhine linç kampanyaları yapılmıştır. Son günlerde yaşadığımız hadiseler, bize aynı durumla bu seçimde çok daha fazlasıyla yine karşılaşacağımızı gösteriyor.
Kimlerin ellerinde, evelallah Türkiye yükseliyor. Bak, George`un elinde değil, Hans`ın elinde değil; Ayşe`nin, Fatma`nın, Ahmet`in, Mehmet`in elinde yükseliyor. Bunlar varken, ne işin var senin oralarda?
Şu gerçeği asla aklınızdan çıkarmayın: CHP ve yoldaşlarının siyasetinde millet asla yoktur. Milletin beklentileri yoktur. Milletin sıkıntılarına çözüm getirme niyeti yoktur. Bu yapı, sadece Türkiye`nin büyümesini, güçlenmesini, kendi iradesiyle kendi geleceğini inşa etmesinin önüne geçmek için kurulmuş, hayal, hedef ve program birliği olmayan suni bir ittifaktır. Daha kendi meselelerini bile çözemeyen bu acizler topluluğunun, ülkenin ve milletin meselelerine çözüm üretmesi bir hayalden ibarettir.
“BU PERİŞAN HÂLLERİYLE SEÇİME KADAR GİDEBİLİRLER Mİ BİLMİYORUM”
Bu perişan hâlleriyle seçime kadar gidebilirler mi bilmiyorum. Ama seçimden sonra çoğunun siyasetten tamamen tasfiye olacakları kesindir. AK Parti ve Cumhur ittifakı ise bu kutlu davanın bayrağını gençlerimize devrederek ‘Türkiye Yüzyılı`nın` inşasını tamamlama hedefiyle yoluna devam edecektir.
Muhalefetin Türk siyasetini zehirleme çabalarının, 85 milyonun ebedi ve ezeli kardeşliği gölgelemesine kesinlikle fırsat vermeyeceğiz. Hepsi bizim kardeşimiz. Türk`ü, Kürt`ü, Laz`ı, Çerkez`i, Gürcü`sü. Hiçbir ayrım yok.
AK Parti olarak son 20 yılda ülkemizi terörden darbeye, sokak olaylarından çeşitli vesayet girişimlerine kadar pek çok krizden nasıl kurtardıysak, gelişmiş ülkeler dahil tüm dünyayı derinden sarsan küresel buhrandan da sahil-i selamete biz çıkartacağız. Önümüzdeki 6-7 aylık dönemi, sahada hiçbir boşluk bırakmadan varsa eksikliklerimizi de giderek en güzel şekilde değerlendirmenizi bekliyorum.”