GENÇAĞA KARAFAZLI
Amasya`nın Taşova ilçesine bağlı Çambükü`nde, köylülerin tarım arazilerine yapılacak organize sanayi bölgesine yönelik tepkisi bugün de sürdü. Köylülerin dünkü protestosu sırasında jandarmaya taş attığı gerekçesiyle gözaltına alınan Şaibe Dönmez, savcılığa verdiği ifadenin ardından serbest bırakıldı. Bugün yeniden eylem yapan Çambükülü kadınlar, "Gözyaşımız içimize sel oldu, neden kimse sesimizi duymuyor" diyerek yaşananlara tepki gösterdi.
Amasya`nın Taşova ilçesine bağlı Çambükü köyü halkı, tarım arazilerine yapılacak organize sanayi bölgesi için dün yaklaşık jandarma eşliğinde çalışma başlatan ve ağaçları söken şirketi protesto etmişti. Köy girişindeki asfaltı sürüp buğday atarak eylem yapan köylüler ile jandarma arasında zaman zaman arbede yaşanmıştı. Bazı köylüler gözaltına alınırken bazıları da yaralanmıştı.
Çambükü köylülerinin tarım arazilerine yapılacak organize sanayi bölgesine karşı tepkisi bugün de devam etti. Köylülerin dünkü protesto eylemi sırasında jandarmaya taş attığı gerekçesiyle gözaltına alın Şaibe Dönmez, Taşova Cumhuriyet Savcılığı`na verdiği ifade sonrası serbest bırakıldı.
"SAVCI BİLE BİZİ HAKLI BULDU"
Şaibe Dönmez, adliye çıkışında yaptığı açıklamada, "Ben konuştukça savcı yumuşadı ve `Haklısınız` dedi. Bana dedi ki `Jandarmaya taş atmayın, çok yaklaşmayın, gelin gibi durun` dedi. Ben de savcıya çok şeyler anlattım” dedi.
Verimli topraklarının zorla ellerinden alındığını savunan Çambükülü kadınlar, bugün yeniden çalışma yapılan alana gitmek istedi. Ancak kadınlar jandarma tarafından engellendi. Kadınlar alana doğru yürürken jandarma da kendilerini takip etti. Kadınlar, “Bizim 3 gündür gözyaşımız içimize sel oldu aktı. Niye bizi kimse duymuyor, niye bize kimse kulak vermiyor" diyerek tepki gösterdi.
"SAYIN BAŞKAN, AKLIMIZ BAŞIMIZDA, SİZİNLE GÖRÜŞMEYE GELDİK"
Çambükü köylüsü kadınlar, daha sonra Taşova Belediyesi`ne giderek AKP`li Belediye Başkanı Bayram Öztürk ile görüşmek istedi. Görevlilerin başkanın yerinde olmadığını, bu nedenle görüşemeyeceklerini iletmesi üzerine kadınlardan biri, "Sayın Belediye Başkanımız, `Aklı başına olanlar çıksın, gelsin` dediniz, biz de çıktık geldik. Belediyede sizi bekliyoruz, sizinle konuşmak istiyoruz" dedi. Bir başka kadın ise "Sayın Belediye Başkanım, ne diyeyim, geldik, sizinle konuşmak istiyoruz, aklımız başımızda" diye konuştu.
Kadınların belediye başkanı ile görüşmeden ayrılmayacaklarını söylemeleri üzerine Bayram Öztürk görüşmeyi kabul etti. Basının alınmadığı görüşme sonrasında köylüler, `Ekecek yerimiz yok` diyerek belediye binasının önüne buğday ekerek protestolarını sürdürdü.
"BİZ TOPRAKSIZ YAŞAYAMAYIZ, BİR AVUÇ TOPRAĞIMIZ KALDI"
Çambükü köyünde yaşayan Fatma Celep ise büyükbaş hayvanlarla 200 dönümlük bir araziye sıkıştıklarını, hayvanlarını otlatacak bir yerlerinin kalmadığını belirterek şunları söyledi:
"Sayın Valim, Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Emine Hanım, bu mallarımız böyle ahırda kaldı. Gübreleri kaldı. Hiçbir tane mera bırakmadılar. Sayın Vali, dozerleri devamlı çalıştırıyor. Toprak bizim anamız. Toprağa ben yatarım, toprağı kucaklarım ama bizim mallarımız ahırda kaldı. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Mallarımızın gübresi evlerimizin önünde kaldı. Bir avuç tohum ekemedik, kaldık biz. Bize yardım et Sayın Cumhurbaşkanım. Sayın Emine Hanım, bize yardım edin. Herkese yardım ediyorsun, bize de yardım et. İneklerimiz ahırda kaldı, koyunlarımızın gideceği yer yok. 200 dönüm arazimiz kaldı, bin 500 yüz tane koyun orada. Ne yapalım; satalım mı, atalım mı? Bize yardımcı olun. Kestirir misiniz hayvanlarımızı ne yapacaksanız ona göre biz de bir şey düşünelim. Sana yalvarıyorum Sayın Cumhurbaşkanım, bize yardım et. Vali bizi dinlemiyor, Kaymakam bizi dinlemiyor, Belediye Başkanı bizi dinlemiyor. Ben çok hastayım, toprağı gene kucaklarım, toprak bizim anamız, toprak olmadan yaşayamam. Biz çalışmayı seviyoruz."
"VİCDANINIZ SIZLARSA YARDIMINIZI BEKLİYORUZ"
Hayvanlarını otlatacağı meranın organize sanayi bölgesi için yok edildiğini söyleyen Ayşe Dönmez ise şöyle konuştu:
"Böyle kaldık, meramıza organize sanayi yapıyorlar. Ben, oralarda hayvanları otlatıyordum. Herkesin hayvanları dışarıda yayılıyor, benim mandalarım burada kaldı. Bir çare, yardım bekliyoruz. Yanımızda olun. Biz, yine sizin yanınızdayız. Hükümetimizsiniz, daha ne diyelim. Biz çaresiz kaldık. Çaresiz kaldık Emine Hanım, duy sesimizi. Hayvanlarım açlıktan ölüyor. Yemin çuvalı 300 lira, samanın tonu 3 bin TL, alamadım kaldım. Kışa giriyoruz bir yandan. Kış olacak, kar yağacak. Ne yapacağız? Kaldık. Dallarımız kırıldı, tuttuğumuz dal elimize geldi. Yoncamı kazıttılar, sapımı kazıttılar. Hayvanlarımın yiyeceğini aldılar, kazıdılar. Vicdanınız sızlarsa bir yardımınızı bekliyoruz."
"BU HAYVANLAR BU ÜLKENİN MİLLİ SERVETİDİR"
Özgür Dönmez de organize sanayi bölgesi yapılacak alanda çalışan iş makinelerini göstererek şunları söyledi:
"Samsun Bölge İdare Mahkemesi`nin keşif heyetinin bırakılması yönünde tavsiyede bulunduğu alan, bugün iş makinalarıyla toprak dolduruluyor. Bizim hayvanlarımızın yayılacağı alana toprak doldurduktan sonra köyümüzün mevcut 2 bin 750 baş hayvanı ne yiyip ne içecek? Bu hayvanlar ne kadar bizimse o kadar bu ülkenin milli servetidir. Milli servetimize sahip çıkalım. Etin kilosunun 200 TL`ye dayandığı yerde hayvancılığı bitirmek, tarımı bitirmek akla, izana sığacak bir şey değildir. Buğday tarlalarının üzeri bugün dozerlerle kapatılıyor. Yarın Boğaz`dan geçecek buğday gemilerini bekleyeceğiz, Ukrayna`dan gene. Kendimizin olana sahip çıkmıyoruz maalesef. Allah ıslah eylesin diyoruz. Devlet yetkililerine buradan sesleniyorum; bu yanlıştan bir an önce dönmelerini kendilerinden rica ediyorum. Bu zulme son verelim, Çambükü köyünün sesini duyalım. Bu yanlış köyümüzü mahvetti. Elli hanelik köyü naneye muhtaç bıraktılar."