CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Amasra`da 41 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasına yönelik soruşturmaya ilişkin, “301 vatandaşımızı kaybettiğimiz Soma`da ne yaptılarsa aynısın burada da yapmak için harekete geçtiklerini görüyoruz. Kaç gün geçti aradan? Bugüne kadar atılmış tek bir somut adım yok. AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan için insan hayatının bir değeri yok. Onlar şöyle diyorlar; ‘Öldü mü? Evet, kaderinde varmış`. Bu kadar. İnsan hayatının onlar için karşılığı bu; ‘Fıtratında varmış, kaderinde varmış`. Kendi inançlarımızı, kendi dinimizi dahi kendi görüşleri çerçevesinde çarpıtarak toplumu ikna etmeye çalışan bir iktidardan bahsediyoruz” dedi.
Engin Özkoç, bugün TBMM`de basın toplantısı düzenledi. Özkoç, Anayasa Mahkemesi`nin, sansür yasasının 29. maddesi için yaptıkları başvuruyu kabul ettiğini kaydederek şunları söyledi:
“Bir sansür yasasının TBMM`de görüşülüyor olmasının nedeni ne? Çünkü yaptıklarının ve yapacaklarının toplum tarafından duyulmasını ve konuşulmasını istemiyorlar. ‘Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz` derler. Bu yasa, sansür yasasıdır. İnsanları özgürlüklerinden mahrum bırakacaktır. AYM`nin, en kısa süre içinde yürütmeyi durdurma talebimizi değerlendirmesini istiyoruz. Özgür bir basın olmadığı mühletçe, insanlar kendi ifadelerini özgür olarak kullanamadığı mühletçe, insanlar kendi yaşamları ile ilgili konuşma hakkını kaybettikçe Türkiye özgürlük alanında kısıtlanır ve Türkiye artık demokratik bir ülke olmaktan çıkar. 20 yıldır bunu yaşıyoruz ama gittikçe sıkıştırılıyoruz, nefes alamaz hale getiriliyoruz. Basın konuşursa; milletvekili, vatandaş, sivil toplum örgütleri, meslek odaları konuşursa suç. Herkes, bir sabah kapısı çalınıp, evi aranıp, gözaltına alınıp, tutuklanıp, adil olarak yargılanmadan toplum tarafından linç mekanizması geliştirilerek töhmet altında bırakılıyor, yıllarca cezaevinde kalabiliyor. Bu sansür yasası ile bu, daha çok artacak. Cezaevleri, bilim insanları, milletvekilleri, hakkını ifade etmek isteyen meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile doldurulacak. Böyle bir ülke, özgür bir ülke olabilir mi?”
“KUR KORUMALIDA YANIT YOK”
Kur korumalı mevduat ile ilgili iktidardan ve bürokrasiden yanıt alamadıklarını vurgulayan Özkoç, şöyle konuştu:
“Türkiye`de asıl konuşmamız gereken ekonomidir. Merkez Bankası`na aylardan beri kur korumalı mevduata ne ödediğini soruyoruz, cevap yok. Merkez Bankası yöneticisi, ‘Ben bilgi veremem` dedi. Değerli arkadaşlar, böyle bir yaklaşım olabilir mi? TBMM, yasa koyucudur, milletin sesidir. TBMM`ye bir bürokrat ‘Ben bilgilendiremem` diye bir yaklaşımda bulunuyorsa bu bürokratın bir dakika dahi yerinde durmaması gerekiyor.
‘Hazine ve Maliye Bakanlığı`nın açıkladığı rakamların da altındadır` diyerek Fuat Oktay cevap veriyor. Böyle bir ciddiyetsiz cevap olabilir mi? Milletin sofrasından kesip de zengine vereceksin, hesabını sorunca da hesap vermeyeceksin, rakam vermeyeceksin. Sizin taban dediğiniz nedir? Fuat Oktay diyor ki ‘Kur korumalı mevduatta katılım sayısı 2,3 milyon kişiyi aştı` diyor. Ne demek istiyor? ‘Tabana yayıldı` diyor, ‘2,3 milyon kişiyi aştı` diyor. Bu taban kim? Asgari ücretliler bu tabanın içinde mi gerçekten. Yoksul vatandaşlarımız bu tabanın içinde mi? Yoksul vatandaşlarımızın sıkıntısını anlayabiliyor mu Fuat Oktay?
Bankalara olan 1,5 trilyon borçlarını ödeyemiyor vatandaş. Vatandaş sıkıntı içerisinde. Sıkıntı içerisinde olan vatandaşın temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan değil, AKP iktidarı değil, Fuat Oktay değil, Merkez Bankası`ndaki bürokratlar değil; onun derdinden anlayan milletvekilleridir, TBMM`dir. Bürokratlar, atanmışlar ne diyor? ‘Biz size bilgi veremeyiz` diyor. Bunların hiçbiri doğru yaklaşımlar değil.”
“TORBAYA SIĞDIRILAN ALEVİLİK TEKLİFİ GERİ ÇEKİLMELİ”
Özkoç, Alevi örgütlerinin bugün CHP`yi ziyaret ettiğini aktararak sözlerini şöyle sürdürdü:
“‘Burada getirilen konuyu biz bin 800 Alevi derneği ile görüştük` diyor AKP. Temsilcileri burada, ‘Bizle görüşen yok` diyor. ‘Hiçbirisi bizimle görüşmedi` diyor. ‘Bizim haklarımızı, hukukumuzu savunacak yasa bir torba yasanın içerisine sıkıştırılarak geliyorsa bu, Alevilere yapılmış bir hakarettir. Alevilerin yıllardan beri süren sorunları bir torba yasada değerlendiriliyorsa bu, bizim için hakarettir` diyor. ‘Bizim temel sorunlarımız var` diyor. ‘Biz, cemevlerinin ibadethane sayılmasını istiyoruz` diyorlar. Bunun için de hepsi bir araya gelip şunu söylüyorlar. ‘Bu yasa, TBMM`nin torba yasasından derhal çıkarılmalıdır` diyorlar. ‘Kültür Bakanlığı`nda çıkarılmak gibi ucube bir karar, TBMM`de görüşülmemelidir` diyorlar. Biz de buna destek veriyoruz. Doğru söylüyorlar. Bu konuda Alevilerin sesi olmaya, orada da Alevilerin hakkı ve hukukunu savunmaya devam edeceğiz.”
HÜSEYİN BAŞ`IN ÇAĞRISI İÇİN GENEL BAŞKANLARI İŞARET ETTİ
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş`ın Millet İttifakı`nın içerisinde yer alma talebine ilişkin soruya Özkoç, “CHP de sıcak bakar. Gayet memnuniyet duyarız. Bu kararı alacak olan, sayın genel başkanlardır. Elbette otururlar, bununla ilgili; davet verilir mi, verilmez mi, bu konuyu tartışırlar ama bizim bakış açımız aynen böyledir” dedi.
“ERDOĞAN İÇİN İNSAN HAYATININ BİR DEĞERİ YOK”
Özkoç, Amasra`daki maden faciasına ilişkin soruşturmada halen kimsenin gözaltına alınmamasına ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Amasra`daki maden faciasıyla ilgili hiçbir samimi yaklaşımlarını görmüyoruz. Araştırma önergesinin kabul edilmesi, ortak bir araştırma komisyonunun kurulmasının biz, AKP`nin bu konudaki sıkışmışlığından kaynaklandığını düşünüyoruz. 301 vatandaşımızı kaybettiğimiz Soma`da ne yaptılarsa aynısın burada da yapmak için harekete geçtiklerini görüyoruz. Kaç gün geçti aradan? Bugüne kadar atılmış tek bir somut adım yok. AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan için insan hayatının bir değeri yok. Onlar şöyle diyorlar; ‘Öldü mü? Evet, kaderinde varmış`. Bu kadar. İnsan hayatının onlar için karşılığı bu; ‘Fıtratında varmış, kaderinde varmış`. Kendi inançlarımızı, kendi dinimizi dahi kendi görüşleri çerçevesinde çarpıtarak toplumu ikna etmeye çalışan bir iktidardan bahsediyoruz. Bu komisyon çalışır, çalışmaz; hep birlikte göreceğiz. Ama bu komisyonun içerisindeki Cumhur İttifakı`na güvenmiyoruz. Onların bir objektiflik içerisinde bunları değerlendireceğine güvenmiyoruz.
Kendi araştırma ekiplerimizi kurduk. Bu konuyla ilgili arkadaşlarımızı görevlendirdi Sayın Genel Başkan. Kısa zamanda da Türkiye kamuoyunun önüne koyacağız.”