26 Kasım 2024 Salı


16:37   BURHANETTIN BULUT`TAN MUAYENE KATKı PAYıNıN 10 KAT ARTıRıLMASıNA TEPKI   16:34   TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMISYONU... ULAŞ KARASU: "TELEGRAM`DA KIŞISEL VERILERIMIZ 3 KURUŞA SATıLıYOR. BAŞKA BIR ÜLKEDE SORUMLULUK SAHIPLERI UTANıR, ISTIFA EDERDI"    15:04   KEMAL KıLıÇDAROĞLU`NUN AVUKATı CELAL ÇELIK`TEN ERDOĞAN`ıN AÇTıĞı YENI DAVAYA ILIŞKIN AÇıKLAMA   14:38   CHP GENEL BAŞKAN YARDıMCıSı GÖKÇEN: KADıNLARıN EŞIT VE SAYGıN YURTTAŞLAR OLDUĞUNU KABUL ETMEK ZORUNDAYıZ   14:23   CHP`LILERDEN `KREŞ` TEPKISI...   13:48   SILIFKE BELEDIYESI, ILÇEDE ETKILI OLAN FıRTıNA SONRASı ÇALıŞMALARıNı SÜRDÜRÜYOR   13:43   YENIŞEHIR BELEDIYESI`NIN DÜZENLEDIĞI 4. YENIŞEHIR KOMEDI OYUNLARı FESTIVALI SONA ERDI   13:29   CHP`LI KARACA: "KADıNA YÖNELIK ŞIDDETLE ILGILI 15 KOMISYON RAPORUNDAKI 1248 ÖNERININ IKTIDAR TARAFıNDAN YERINE GETIRILME ORANı YÜZDE 10`U BILE GEÇMIYOR"   12:58   CHP`LI DINÇER, EV SAHIBININ DARP ETTIĞI AILEYI ZIYARET ETTI   12:34   ÖZGÜR ÖZEL: VELEV KI BU TEĞMENLERI GÖREVDEN UZAKLAŞTıRDıNıZ. GELECEK SEÇIMI KAZANıP MUSTAFA KEMAL`IN ASKERLERINI, ORDUSUNA GERI KAZANDıRACAĞıZ   11:34   SEZGIN TANRıKULU: “İKTIDARıMıZıN ILK GÜNÜNDE İSTANBUL SÖZLEŞMESI YENIDEN YÜRÜRLÜĞE GIRECEK, BUNDAN KIMSENIN KUŞKUSU OLMASıN”   11:29   CHP`LI DEMIR`DEN BAKAN ŞIMŞEK`E: "DEMIRÖREN GRUBU, ZIRAAT BANKASı`NA OLAN BORCUNUN NE KADARıNı ÖDEMIŞTIR, DIĞER KAMU BANKALARıNA BORCU BULUNMAKTA MıDıR?"   10:37   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI, ÜRETICILERE VE HAYVAN YETIŞTIRICILERINE DESTEK OLMAYA DEVAM EDIYOR   10:10   DENIZ YÜCEL`DEN BAKAN TEKIN`E: “O KREŞLER ÇALıŞAN ANNE-BABALARıN KURTARıCıSı. SEN BU MILLETIN VE ÇAĞDAŞ TÜRKIYE`NIN DÜŞMANıSıN”   09:51   MAMAK METRO IHALESI YENIDEN YAPıLDı... YAVAŞ: ‘`575 MILYON EUROYA RAZı OLMADıK, ANKARALıLARıN HAKKıNı SAVUNDUK. İHALEYI REVIZE ETTIK, IKINCI TURDA 187 MILYON EURO DAHA AZ TEKLIF ALDıK``   09:47   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYE BAŞKANı SEÇER: “TÜM ÖĞRETMENLERIMIZIN ÖĞRETMENLER GÜNÜ`NÜ KUTLARıM”   09:38   MERSIN BÜYÜKŞEHIR BELEDIYE BAŞKANı SEÇER: “BIZI IKTIDARA VAHAP SEÇER BELEDIYECILIĞI TAŞıMAZ, CUMHURIYET HALK PARTISI BELEDIYECILIĞI TAŞıR”   02:24   CHP HEYETI SAMSUN`DA SOKAĞıN SESINI DINLIYOR   01:30   MADENCILERIN DIRENIŞINE DEPREMZEDELERDEN DESTEK MESAJı: "MADENCILERIN AZIM VE KARARLıLıĞı OLMASAYDı BIZ O CEHENNEMDEN ASLA ÇıKAMAZDıK"   23:18   CHP LIDERI ÖZEL, KAYYUMLARA KARŞı 30 KASıM`DA TOPLANMAK ÜZERE CHP`LI BELEDIYE BAŞKANLARıNı GENEL MERKEZ`E ÇAĞıRDı  
 
     
   

ESKİ AİHM YARGICI RIZA TÜRMEN, SANSÜR YASASI İÇİN UYARDI: "İNFAZ KANUNUNDA YAPILACAK DEĞİŞİKLİKLE BİRLİKTE DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE, HERKES İÇERİ GİREBİLİR"


Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi, hukukçu Prof. Dr. Nurcan Törenli, sansür yasasının en çok tartışma yaratan 29. Maddesi`ni ANKA Haber Ajansı`na değerlendirdi. Türmen, 29. Madde için, “Herkes içeri girebilir bu kanunla. Ve İnfaz Kanunu`nda yapılacak değişiklikle birlikte. Yaptığınız, söylediğiniz her şey bir suç teşkil edebilir” uyarısı yaptı. Prof. Törenli, "Değişiklikle yeni bir suç oluşturmakla kalmıyor aynı zamanda bu suçun oluşup oluşmadığının belirlenmesinde kullanılagelen mevcut içtihat da çöpe atılarak yeni kriterler getiriliyor" dedi.

 

Tarih : 14 Ekim 2022 Cuma 15:39   Okunma : 217

GÜRKAN DEMİRTAŞ

Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi, hukukçu Prof. Dr. Nurcan Törenli, sansür yasasının en çok tartışma yaratan 29. Maddesi`ni ANKA Haber Ajansı`na değerlendirdi. Türmen, 29. Madde için, “Herkes içeri girebilir bu kanunla. Ve İnfaz Kanunu`nda yapılacak değişiklikle birlikte. Yaptığınız, söylediğiniz her şey bir suç teşkil edebilir” uyarısı yaptı. Prof. Törenli, "Değişiklikle yeni bir suç oluşturmakla kalmıyor aynı zamanda bu suçun oluşup oluşmadığının belirlenmesinde kullanılagelen mevcut içtihat da çöpe atılarak yeni kriterler getiriliyor" dedi.

AKP ve MHP`nin ortak hazırladığı; getirdiği hapis cezası ve yaptırımlar nedeniyle kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak nitelenen 7418 sayılı “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” dün gece TBMM Genel Kurulu`nda kabul edildi.

HAPİS CEZASI 4,5 YILA KADAR ÇIKABİLİR

Toplam 40 maddeden oluşan 7418 sayılı Yasa`nın, 29. maddesi ise kamuoyunda en çok tartışma yaratan düzenleme oldu. Bu madde, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” başlığı altında yeni bir suç türü oluşturarak bu suçu işleyenler hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörüyor. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, “Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde” verilen cezanın yarı oranında artırılmasını düzenliyor. Böylece 4,5 yıla kadar çıkabilecek bu ceza, 2 yılın üstünde olduğu için yargılanan kişinin cezaevine konulması da gündeme gelecek.

Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurcan Törenli, ANKA`nın yasanın geneli ve özellikle bu madde ile ilgili sorularını yanıtladı. Türmen, 29. madde için şunları söyledi:

“İktidarın hakikat dışı söylemlerini korumak için, onlara karşı itiraz edilmesini önlemek için yazılmış bir madde. Çünkü Türkiye`de bugün hakikat ötesi söylemlerle Türkiye yönetiliyor. Bunlara itiraz hakkını ortadan kaldırılmak için yapılmış gibi baktığım zaman.

“O KADAR BÜYÜK BELİRSİZLİKLER VAR Kİ”

Türkiye`nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi açısından baktığımızda o kadar çok söylenilecek şey var ki… Burada biliyorsunuz, ifade özgürlüğüne getirilecek sınırlamaların birinci şartı, yasadan kaynaklanması. Ama aynı zamanda bu yasanın açık, belirli ve öngörülebilir olması. Bu kanuna baktığımız zaman, o kadar büyük belirsizlikler var ki. Yani mesela ‘aleni` ne demek? Bir retweet yaptığınız zaman ya da bir e-mail attığınız zaman o aleni midir? Buna kim karar verecek?

“TÜİK`İN ENFLASYON RAKAMLARININ YANLIŞ OLDUĞUNU SÖYLEMEK, BİR SUÇ TEŞKİL EDİYOR”

Bir suç oluşturuluyor burada. Yeni bir suç oluşturuluyor. Suçun oluşup oluşmadığına kim karar verecek? Bir yığın böyle belirsizlikler var. İktidarın en ufak bir söylemine, TÜİK`in enflasyon rakamlarının yanlış olduğunu söylemek, pekala bu kanuna aykırı davranmak, bir suç teşkil ediyor. Mesela bir protesto yürüyüşü yapmak, bu bir tehlike oluşturmasa bile kamu düzeni bakımından ‘tepki oluşturma saikiyle yapıldı` diye suç teşkil edebilecek.

“İNFAZ KANUNUNDA YAPILACAK DEĞİŞİKLİKLE BİRLİKTE OKUMAK LAZIM”

Tabii bunu bir de İnfaz Kanunu`nda yapılacak değişiklikle birlikte okumak lazım. Bu İnfaz Kanunu`nda getirilecek değişiklikle artık cezası iki yıldan aşağı olan suçların ertelenmesi kaldırılacak. Yani Adalet Bakanı`nın dediği gibi bir gün hapis cezası bile çektirilecek. Orada kalacaksınız. Bu kanun da o İnfaz Kanunu`nda yapılacak değişiklik kapsamına girecek şimdi. Çıkarılan yasa, 29. madde. Bunun ikisini bir görmek lazım.

“TOPLUMA BÜYÜK BİR GÖZDAĞI VERİLMİŞ OLACAK”

Türkiye`de seçime giderken oluyor bunlar bir de. Unutmamak lazım, seçime giden yolda yapılan bir şeydir. Onun için büsbütün vahimdir. Bunun ne kadar, nasıl uygulanacağını göreceğiz tabii. Ama amaç burada insanlara gözdağı vermek tabii, bir caydırıcı etki yaratmak. Çünkü, burada ne yapacak şimdi? Herkes içeri girebilir bu kanunla. Ve İnfaz Kanunu`nda yapılacak değişiklikle birlikte. Yaptığınız, söylediğiniz her şey bir suç teşkil edebilir. Bunu böyle uygulayınca ki böyle uygulanılacağını düşündürecek bir yığın sebep var. Böyle uygulandığında tabii topluma büyük bir gözdağı verilmiş olacak.

“HALKIN BİLGİLENDİRİLME HAKKINI ELİNDEN ALIYOR”

Basın bakımından da tabii çok büyük caydırıcı bir etki yaratacak. Yani insanlar haber yapmaktan korkacaklar. İnsanlar bir bilgi alıp yayınlamaktan korkacaklar. Bu, seçime giderken halkın elinden bilgilendirilme hakkını elinden alan bir kanun. Sadece, ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran bir kanun değil aynı zamanda bunun bir parçası olan halkın bilgilendirilme hakkını elinden alıyor. Seçimde tabii halk, ancak bildiği kadarıyla değerlendirebilir. Yani, karanlıkta bir seçime gidilecek. Bilmediğini değerlendiremezsin. Bildiğin kadarıyla değerlendirebilirsin.

“OTORİTER BİR REJİMİN RESMİ BELGESİDİR. TOPLUMSAL BİR İTİRAZ SESİ YÜKSELTMEK LAZIM"

Burada en önemli şey tabii bu kanun aslında otoriter bir rejimin resmi belgesidir. Rejimin ne olduğunu gösteren resmi bir belgedir. Çünkü ifade özgürlüğü, demokrasiyle çok yakından ilgilidir. İfade özgürlüğünü kaldırırsanız, o rejim demokrasi olmaktan çıkar. Bu işte bunun resmi belgesi olmuştur. Buna mutlaka bir toplumsal tepki göstermek lazım, toplumsal bir itiraz sesi yükseltmek lazım. Sadece muhalefet partilerinin sesi yeterli değildir. Buna çok geniş kitleler, halkın bir tepki göstermesi lazım. Bence bu çok önemli.”

PROF. DR. NURCAN TÖRENLİ: SİYASAL İHTİYACIN ACİLEN KARŞILANMASINI AMAÇLIYOR

Öte yandan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Anabilim Dalı Başkanlığı da yapmış ve hukukçu Prof. Dr. Nurcan Törenli, 29. madde`ye ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

“Öncelikle ‘sosyal medya yasası` ya da ‘dezenformasyon yasası` ayrı bir kanun değil. Basın Kanunu`nda değişiklik yoluna gidilerek, uzun zaman alacak ve en geniş toplumsal tartışma sonucunu doğuracak klasik kanun yapma pratiği bypass edilmiş durumda. Aynı yönteme 6112 sayılı Kanunda yapılan değişiklik ile (29A maddesi) tanık olmuştuk. Bu yöntem hukuk ekonomisini amaçlamıyor aksine siyasal ihtiyacın (acilen) karşılanmasını amaçlıyor.

“GÖREV VE YETKİ AŞIMI ANLAMINA GELİYOR”

5651 sayılı Kanun`da BTK gibi yürütme erki içindeki bir kuruluşun kendini yargı erki içindeki bir makamın yerine koyarak resen hareket ediyor olması bu kanun değişikliğinde de bir görev ve yetki aşımı anlamına geliyor.

“SUÇUN OLUŞUP OLUŞMADIĞININ BELİRLENMESİNDE KULLANILAGELEN MEVCUT İÇTİHAT DA ÇÖPE ATILARAK YENİ KRİTERLER GETİRİLİYOR”

  1. Madde bağlamında sözü edilecek birçok husus var, ancak bir bakışta gözüme çarpan husus Basın Kanunu`nda bir haberin ‘gerçek dışı` olup olmadığı içtihat niteliğindeki dört kritere göre belirlenmekte olmasına karşı ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma` suçu altında beş ‘yeni` koşul aranıyor. Yani bu değişiklikle yeni bir suç oluşturmakla kalmıyor aynı zamanda bu suçun oluşup oluşmadığının belirlenmesinde kullanılagelen mevcut içtihat da çöpe atılarak yeni kriterler getiriliyor. Kısacası süreç içerisinde aynı sorunun farklı tezahürleri altında sınanmış, denenmiş, geçerliliği test edilerek yapılageliş kuralı niteliğindeki ölçütler devre dışı bırakılmıştır. Hem esas hem de usul yönünden bu hukuk dışılığın nedeni yukarıda değindiğim acil siyasal ihtiyaçtır.

“İNTERNET ORTAMINDAKİ HER İÇERİK POTANSİYEL OLARAK ‘HALKI YANILTICI BİLGİ` OLARAK TANIMLANMIŞ”

  1. Madde bağlamında ilginç bir çarpıklık da ‘alenen yayma` ifadesi. İnternet mimarisi gereği kamusal erişime açıktır. Dolayısıyla bir içeriği internet ortamına koyduğunuzda kendiliğinden alenileşmiş olur. Yukarıda değindiğim beş yeni kriterden birisi de ‘aleni ise (yani ilgisi olmayan kişilere ulaşabilecekse)` şeklinde düzenlenmiş. Yani bu bir ölçüt değil tanım... İnternet ortamındaki her içerik potansiyel olarak ‘halkı yanıltıcı bilgi` olarak tanımlanmış.

“TABANDAKİ KAYMAYI DURDURMAK İÇİN SUSKUNLUK SARMALINA İHTİYAÇ VARDIR”

Suçun kapsamını genişletmenin bir yolu da değerlendirme ölçütlerini tanıma dönüştürmektir. 29. maddede olduğu gibi... Bu durumda sosyal medyayı haber amaçlı kullanan gazeteciler anayasal haklarını kullanmalarının başlarına bela olacağı korkusuna kapılarak haber yapamaz hale gelirler. Bu iş burada da kalmaz... Bu haberi paylaşan TCK`ya yeni bir suç sokulduğu için ‘suça iştiraktan` hürriyeti bağlayıcı ceza alma korkusuyla yine anayasal haklarını kullanmaktan korkar hale gelirler. Bu iletişim kopukluğu siyasal ihtiyaca yanıt verir. Kutuplaşma (polarizasyon)... Yani tabandaki kaymayı durdurmak için suskunluk sarmalına ihtiyaç vardır.

“YASA MECLİS`TEN GEÇMEDEN ÖNCE YAYINLANAN BÜLTEN YÜRÜTMENİN YASAMAYA SİPARİŞİ GİBİ DURUYOR”

Bu arada maddeyle doğrudan ilgili değil ama İletişim Başkanlığı`nın haftalık yayınlanacağı açıklanan ‘dezenformasyon bülteni` de değerlendirilmeye muhtaç. Yasa Meclis`ten geçmeden önce yayınlanan bülten yürütmenin yasamaya siparişi gibi duruyor... Başka bir deyişle yasa koyucuya ‘bu işin acilen çözülmesi gereken toplumsal bir sorun haline geldiğini` göstermek istemişler herhalde. Anayasanın kuvvetler ayrılığı ilkesiyle bağdaşmıyor...”

SANSÜR YASASI`NIN 29.MADDESİ NEYİ İÇERİYOR?

Muhalefet milletvekilleri, gazeteciler, sosyal medya kullanıcıları tarafından eleştirilen yasanın 29. Maddesi şöyle:

“Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.

Failin, suçu gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”

(Görüntü: Arşiv)

 






Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





  GÜNCEL HABERLER

 
  FLAŞ HABER
   
  YAZARLAR
 


 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün
 
 


  SOSYAL MEDYA


  GAZETELER
 
 

 







mersinerji.com
ANKA Haber Ajansı
Abonesidir

 
 
ANASAYFA İLETİŞİM KÜNYE HABER ARŞİVİ GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz..!
altioksiyaset.com © Copyright 2017-2024 Tüm hakları saklıdır..! İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz..!

URA MEDYA