Beren Saat, Fransız gazetesi Le Figaro'dan Reyhan Atay'ın sorularını yanıtladı.Saat, #MeToo hareketiyle gelişen tepkiler, feminizm ve cinsel istismar gibi konulardaki görüşlerini açıkladı.
"ÖZGECAN'IN ARDINDAN BU BARBARLIĞA KARŞI YAZMAYA VE GÖSTERİLERE KATILMAYA KARAR VERDİM"
Beren Saat, Hollywood yapımcısı Weinstein'ın taciz ve tecavüz skandallarının ortaya çıkmasının ardından başlayan #MeToo hareketiyle ilgili soruya yanıt verdi. Saat, #MeToo hareketiyle ilgili görüşlerini şöyle açıkladı:
"Tüm o kadınların dayanışmasına hayranım. Birkaç yıl önce psikoloji öğrencisi Özgecan'ın ölümüyle benzer bir hareketi Türkiye'de de yaşadık. Benzeri görülmemiş bu barbarlığın ardından bu genç kız hakkında yazmaya ve gösterilere katılmaya karar verdim. Ardından yavaş yavaş kendi deneyimlerimden sosyal medyada bahsetmeye başladım: Bir TV yöneticisinin cinsel tacizde bulunmuş olması veya setlerde benimle eğlenmek isteyen aktörlerin yaptığı manevralar. İtirafımdan sonra fark ettim ki birçok kadının dili çözüldü ve "Ben de mağdurum," demeye başladılar. Dünyadaki kadınların hareketi beni onurlandırıyor ve en önemlisi de sonucu: Kadınların bir araya gelmesi, tüm bu direnişin birlikte projelere öncülük etmesi. Eşitliği tadacağımızı da umuyorum."
"FEMİNİZMDEN KORKMAYIN"
Röportaj da feminizme de değinildi. Feminizm gibi izm'le biten bazı kelimelerden korkulduğunu vurgulayan Saat, "Çocukları olan arkadaşlarıma 'Eğer ülkenin huzuruna katkı sağlamak istiyorsanız çocuklarınızı feminist yetiştirin. Feminizmden korkmayın' diyorum" diye konuştu.
"CİNSEL TACİZE KARŞI DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE MANTALİTE DEĞİŞİKLİĞİNE TANIK OLUYORUZ"
Dayanışmanın bütün toplumlarda elle tutulur bir hale geldiğini ifade eden ünlü oyuncu, "Geçmişte Türkiye'deki kadınlar acılarını dışa vuramıyorlardı. Belli kültürel kodlardan dolayı korkuyorlardı. Ama bugünlerde işler ve mantalite değişti. Cinsel tacizi rapor edebileceğiniz mobil uygulamalar, risk durumundaki kadınlara sahip çıkan 7/24 açık olan merkezler var. Türkiye'de ve dünyanın geri kalanında büyük bir sosyolojik ilerlemeye ve mantalite değişikliğine tanık oluyoruz. Ama bu, ürkütücü bir gerçeği unutturmuyor: Birçok kadın sessiz kalmaya devam ediyor. Bizim savaşımız da bunu kırmak ve tüm kadınları korumak için" dedi.