Yaşam bilimleri alanında çalışan bilim insanları Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yetkilileriyle görüşmeler yaparak zorunlu eğitim müfredatında evrimsel biyolojinin yer almasının önemine dikkat çeken bir rapor sundular.
MEB tarafından Ocak 2017 tarihinde açıklanan fen bilimleri ve teknoloji ve biyoloji dersleri müfredat taslaklarında evrimsel biyoloji eskisine göre çok sınırlı bir kapsamda ve “evrim” terimi kullanılmadan yer alıyordu. Taslağa dair görüş toplayan MEB, müfredat programının son halini yakın zamanda açıklayacak.
Geçtiğimiz ay açıklanan taslak müfredat laiklik ve siyasi içeriği açısından ağır şekilde eleştirilmişti. Geçen hafta ise akademisyen ve biyologlardan oluşan bir heyet, evrimsel biyoloji konusunun müfredata geri kazandırılması yönünde bir girişimde bulunarak MEB yetkilileri ve uzmanlarıyla görüşmeler yaptı.
Heyette Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Derneği, Moleküler Biyoloji Derneği ve Biyologlar Dayanışma Derneği temsilcilerinin yanısıra Ankara Üniversitesi Antropoloji Bölümü, Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi Biyolojik Bilimler Bölümü öğretim üyeleri yer aldı.
Geçtiğimiz Pazartesi günü Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem’le görüşen heyet daha sonra Talim Terbiye Kurulu’nun eğitim uzmanlarına müfredat hakkında hazırladıkları raporu ve önerilerini sundu. Heyettekiler müfredatın bilimsel bir bakış açısıyla düzenlenmesinin Türkiye’nin sosyal ve ekonomik gelişimi açısından önemine dikkat çektiler.
BİLİMSEL OLGU
İlgili dernek ve üniversite bölümleri tarafından hazırlanan "Zorunlu Eğitim Müfredatında Evrimsel Biyoloji Konusunun Yer Almasının ve Kapsamının Artırılmasının Gerekliliği Hakkına" başlıklı raporda evri̇msel biyolojinin modern yaşam bi̇li̇mleri̇nin iskeletini oluşturduğu vurgulanıyor. Metinde Dünya'da canlıların ortak kökene sahip olmalarının ve zaman içinde değişmelerinin tartışmalı konular olmayıp dünya genelinde kabul edilmiş bilimsel olgular olduğu açıklanarak, evrimsel biyolojinin bu olguların mekanizmalarını inceleyen ve açıklayan bir araştırma alanı olduğu ifade ediliyor.
Raporda, evrimsel biyolojinin yaşam bilimleri içerisinde çok hızlı gelişen başat bir alan olduğu belirtilerek, yalnızca Avrupa Birliği’nin Bilimsel Araştırma Programı kapsamındaki Horizon 2020 ERC programında "Evrim, Popülasyon ve Çevre Biyolojisi" alanındaki projelere son 8 yılda toplam yaklaşık 450 milyon avro bütçe ayrıldığı örnek olarak verilmiş.
Raporda evrimsel biyolojinin temellerinin tüm öğrencilere kazandırılması gereği için üç temel gerekçe sunuluyor: 1) MEB’nın bilimsel okuryazarlığın yaygınlaştırılması hedefi, 2) ekonomik ve sosyal gereksinimler, 3) Türkiye'nin biyoteknoloji ve sağlık bilimleri alanında ilerleme ihtiyacı. Metinde tıptan zirai uygulamalara, biyoteknolojiden çevre sorunlarına kadar birçok alanda evrimsel biyolojinin rolü ve önemi örneklerle anlatılmakta.
İRAN'DA 60 SAYFA
Raporun 1. ekinde hem gelişmiş ve hem gelişmekte olan ülkelerin (İngiltere, Finlandiya, İran, Pakistan, vb.) ilk ve ortaöğretim müfredatlarında evrim konusunun kapsamlı bir biçimde işlendiği ortaya konuyor. Örneğin İran İslam Cumhuriyeti'nde 12. sınıf Lise Biyoloji kitabında evrimsel biyoloji konularına yaklaşık 60 sayfa ayrıldığı ve konunun son derece güncel bir içerikle işlendiği aktarılıyor (örneğin yalnızca doğal seçilim değil genetik sürüklenme gibi evrimsel mekanizmalar da anlatılıyor). Dünyada evrimsel biyolojiyi öğretmemesiyle tanınan ülkenin ise Suudi Arabistan olduğu ifade ediliyor.
SOMUT ÖNERİLER
Raporun 2. ekinde ise ilk ve orta öğretim müfredat taslaklarına dair öneriler madde madde sunuluyor. Canlılar dünyası, canlı sistemlerin işleyişi, biyoçeşitlilik ve biyoteknoloji gibi konuları öğrencilerin mantıklı bir bütünlük içinde kavramasını sağlayacak öneriler 25 madde halinde sıralanıyor.
Raporda canlıların akrabalığı ve zaman içinde değiştikleri kavramlarının 5. sınıftan itibaren işlenmesinin önemine vurgu yapılıyor.
Rapora Ekoloji ve Evrimsel Biyoloji Derneği (http://bit.ly/2mhBESP) ve Moleküler Biyoloji Derneği (http://molbioturk.org/mbd/) sayfalarından ulaşılabiliyor.
Sunulan rapor ve görüşmelerin çıkacak müfredat üzerine bir etkisi olup olmayacağı daha bilinmiyor. Öte yandan çok sayıda eğitim bilimci müfredatta genel bir bilimsellik ve laiklikten uzaklaşma eğilimi olduğunu ifade ediyorlar.