Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, “Kaçıncı kez petrol bulduk, kaçıncı kez doğal gaz bulduk, kaçıncı kez zenginleşiyoruz; bunları bilmiyorum. Bayram tatilini 9 güne çıkartmışlar, bunu da müjde diye veriyorlar. Ama memleketin tatile gidebilecek hali mi kaldı? Gerçekten tatile gidebilen kim kaldı? Yani bırakın tatili, insanlar memleketlerindeki analarının babalarının yanına gidip bayramlaşabilecek durumda değil. Ama bayram tatili 9 günmüş, bunu da müjde diye sunuyor” dedi.
Erkan Baş, bugün TBMM`de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baş, şunları söyledi:
“Normal koşullarda Meclis`in kapanmasına doğru gitmemiz gereken günlerde, tabii Saray büyük bir sıkışma içerisine girince Meclis`in de çalışmaları tam gaz devam kararı verilmiştir. Şunu ifade edelim; bizim TİP olarak, halkımızın gerçek sorunları ile ilgilendiği sürece, gerçek sorunlara çare üreteceği ihtimali olduğu sürece Meclis`in yılın 365 günü, 7 gün 24 saat çalışmasına en küçük bir itirazımız yok. Fakat normal zamanlarda neredeyse ‘mış` gibi çalıştırılan, deyim yerindeyse gün geçsin diye toplanan TBMM`nin böyle yukardan, Saray`dan talimatlar geldiğinde büyük bir kararlılıkla çalışmaya devam etmesini de halkımızın dikkatine sunuyoruz. Gerçekten Saray`ın noteri haline getirilen Meclis, aralıksız bir biçimde bayrama kadar çalışacak.
“İFLASIN İTİRAFIDIR BU EK BÜTÇE”
Bizim açımızdan soru net; halkın artık çekilmez hale gelen hayatına, sıkıntılarına çare olacak mı bu çalışma? Kesinlikle hayır. Tam tersini iddia ediyoruz; toplumu ekonomik, sosyal, kültürel olarak cendereye alacak yeni yasaların hızla geçirilmesi için çalışacak ve bundan halkın dertlerinin en küçük bir ilgisi yok. Örneğin; buradan çıktıktan sonra Genel Kurul`a geçeceğiz ve 1-2 saat içerisinde ek bütçe Meclis`in gündemine getirilecek. Biz, geçtiğimiz hafta burada ek bütçe değerlendirmemizi yapmıştık. İflasın itirafıdır bu ek bütçe. Ve özellikle altını çizmiştik; 2022 yılının bütçesini ilk 6 ayda bitiren iktidar, neredeyse bütçe rakamına çok yakın bir düzeyde ‘sözde ek bütçe` talep ediyor. Burada alim olmaya gerek yok. İktisat biliminin bütün ayrıntılarına vakıf olmaya gerek yok. Aralık ayında kabaca sunulan bütçeye bakan herkes, bu bütçe ile bu yılın sonuna kadar yönetilemeyeceğini zaten söylemişti. Niye söylemiştik; işte bütçe Meclis`e ilk sunulduğunda dolar 9 buçuk lira civarındaydı. Aralık ayında bütçe onaylandığında dolar 13 lirayı geçmiş, 13 buçuk liraya dayanmıştı. Zaten bütçe, Meclis`in kapısından girip çıkan dönemde yüzde 10`unu kaybetmiş bir bütçe. Bu kadar basit gerekçelerle anlatmaya çalışmıştık. Teklif edildiğinde, çökmüş bütçenin, artık iktidar tarafından da iflasının bize sunulduğu bir tablo ile karşı karşıyayız.
“BU BÜTÇE BİR ÇÖKÜŞ BÜTÇESİDİR”
Bu batırdıkları tabloyu kurtarmak için yeni ÖTV`ler, KDV`ler, yeni vergiler bizlerin emekçilerin, yoksulun, halkın, bu ülkenin yüzde 99`unun alın terinden toplanacak. Bizden aldıklarını da götürecekler 5`li çeteye, o döviz üzerinden yaptıkları anlaşmalar nedeniyle geçmediğimiz köprülerine, kullanmadığımız havalimanlarına, randevu bile alamadığımız şehir hastanelerine, kendi yandaşlarını servet sahibi yapmak için kullanacaklar. Geride kalan 6 ayda bu parayı yandaşlarını zenginleştirmek için kullandıkları için bitti bu para. Şimdi yetmedi, doymuyorlar. Arsızlar, doymuyorlar. Yiyorlar, yiyorlar şişiyorlar. Çatlayıncaya, patlayıncaya kadar yiyorlar ama doymuyorlar. Sonra yine yoksul halkın kursağındaki iki lokmaya göz dikiyorlar. O yüzden değerli arkadaşlar, adını koyalım; bu bütçe önerisi, bu bütçe, bir çöküş bütçesidir. Çöken Saray rejiminin, çöken suç örgütünün giderayak emekçinin, işçinin, yurttaşın alın terine biraz daha çökmek için bir belgedir. O yüzden ‘çöküş bütçesi` diyoruz. Ve çöken Saray rejimini ayağa kaldırmasına izin vermeyeceğiz.
“SAĞLIKLI OL Kİ BU YAPTIKLARININ HESABINI SORALIM”
Tayyip Erdoğan, gerçekten ilk defa büyük bir fedakarlık yaptı. Gerçekten çok büyük bir fedakarlık yaptı. Kendisine buradan yürekten teşekkür ediyoruz. Maaş zammını kanun teklifinden çıkartmayı, arkadaşlarına talimat olarak verdi. Bak bak… Yani uçan, yüzen, kaçak saray... Yediğin önünde, yemediğin arkanda. Bütün sülalen servetine servet katmış. Her geçen gün zenginleşmişsin, ayda 100 bin liranın üzerinde para alıyorsun. Yol, yemek, elektrik, su parası vermezsin. Bak bak; maaş zammından vazgeçmiş. Gerçekten söyleyecek söz bulamıyorum. Neyin yok arkadaş senin? Olmayan ne var sende ya… Memleketi, yurttaşı gerçekten limon gibi sıkmışsınız. Vatandaş fatura kabusları ile yaşıyor. Vatandaş kira ödeyemeyecek halde, sen memleketin havasını, suyunu, taşını, toprağını, fabrikasını, limanlarını satmışsın, satmışsın servetine servet katmışsın… İstesen de yiyemezsin bu kadar parayı. Bu kadar parayı yiyecek yok dünyada. Büyük fedakârlık gerçekten. Şunu söyleyeceğim; sağ ol Erdoğan, sağ ol. Sağlıklı ol ki bu yaptıklarının hesabını soralım.
“SANIYORSUNUZ Kİ DÜN İKTİDARA GELMİŞ DE YENİ”
Bu büyük fedakarlık yanında ne diyor Tayyip Erdoğan, ‘Ekonomi düzelecek, merak etmeyin. Şubatta, martta toparlarız. Milletimizden biraz daha sabır bekliyoruz`. Yani ‘ölmez de sağ kalırsak düzelteceğiz inşallah` demiş oluyor. Şimdi bu cümleleri duyunca sanıyorsunuz ki dün iktidara gelmiş de yeni. Alışmaya çalışıyor durama, o yüzden vatandaştan sabır istiyor, zaman bekliyor. Ama bunlarda artık bu alışkanlık oldu. Hatırlayacaksınız, dün yıl dönümüydü galiba; ışıldak Bakan, ‘Şöyle bir altı ay uyuyun, uyanın her şey çok güzel olacak` dedi. Şimdi dün, Bakan Bey`in altı aylık süresi dolunca hop, bir altı aylık süre de o istiyor. Bir altı ay da onun için bekleyeceğiz. Ayinesi iştir kişinin değil mi? Altı ay önce Bakan ‘Biraz sabır` dediğinde dolar 11 lira. Altı ay uyuyacaktık, hepsi geçecekti. Ben, buraya gelirken baktım, 16 lira 62 kuruş dolar.
“SOKAKTAKİ İNSANIN TEK BEKLENTİSİ BU İKTİDARDAN, BÜTÜN ŞÜREKASIYLA BERABER GİTMESİ”
‘Siz bu milletle dalga geçmekten bıkmadığınız mı, utanmıyor musunuz` diye yüzlerine karşı söylenmesi lazım. Ben, net olarak ifade edeyim; krediyi tüketmiş bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu ülkenin, Tayyip Erdoğan`a ve onun yanındakilere zerre kadar inancı yok, zerre kadar da ihtiyacı yok. Bu ülke için yapılabilecek tek şey kaldı arkadaşlar için; derhal o koltukları boşaltmaları. Ve şunu söyleyelim; sokaktaki insanın tek beklentisi bu iktidardan, bir gün uyandığımızda bunların bütün şürekasıyla beraber pılını pırtını toplayıp gitmesi. Hepimiz biliyoruz ki bu hayalimizi gerçekleştirmeye de çok az bir süre kaldı. Hep birlikte, bu ışıldak Bakan`a halkın gözünün nasıl ışık ışık olduğunu göstereceğimiz günlere doğru gidiyoruz.
“GERÇEKTEN TATİLE GİDEBİLEN KİM KALDI”
Kaçıncı kez petrol bulduk, kaçıncı kez doğal gaz bulduk, kaçıncı kez zenginleşiyoruz; bunları bilmiyorum. Bayram tatilini 9 güne çıkartmışlar, bunu da müjde diye veriyorlar. Ama memleketin tatile gidebilecek hali mi kaldı? Gerçekten tatile gidebilen kim kaldı? Yani bırakın tatili, insanlar memleketlerindeki analarının babalarının yanına gidip bayramlaşabilecek durumda değil. Ama bayram tatili 9 günmüş, bunu da müjde diye sunuyor.
“SONUNA KADAR DİRENECEĞİMİZİ HERKES BİLSİN”
Meclis`in gündeminde bütçe dışında ne var? Sansür yasası var. Yani halkta yarattıkları öfkeyi gördüler. Sadece kendi yalanlarını duyurabilsinler diye çıkartmak istedikleri yasayı, onurlu gazetecileri, altını çiziyorum, onurlu gazetecileri susturmak için çıkartmak istedikleri yasayı, oluşan tepki neticesinde geri çekmişlerdi. Büyük ihtimalle fırsat kolluyorlar. Yani bu yoğun tartışmalar içerisinde, toz bulutu içerisinde aradan bunu da sıyırırız diye bir niyetleri var. Sonuna kadar direneceğimizi herkes bilsin.”