TAMER ARDA ERŞİN - GÜRKAN DEMİRTAŞ
Ankara Barosu Başkanı adayını belirlemek üzere ön seçim yapmaya hazırlanan Demokratik Sol Avukatlar (DSA) Grubu`nun aday adaylarından biri olan Onur Tatar, “Avukatın ekonomisi son derece önemli. Özellikle CMK ücretleri avukatlık asgari ücret tarifesine endekslenmeli. Bunun için parlamento nezdinde çalışmalar yapacağız. Yine adli yardım ücretleri zamanında ödenmiyor. Ödenmeyen bu adli yardım ücretleri konusunda bir faiz de söz konusu değil, bugüne kadar. Dolayısıyla bu hususların öncelikle takipçisi olacağız” dedi.
Ankara Barosu seçimlerinin gelecek ekim ayında yapılması bekleniyor. Ankara Barosu`nun geçmiş dönemlerdeki başkanlarını çıkaran DSA Grubu, başkan adayını belirlemek üzere ön seçim yapacak. Ön seçimin tarihi 12 Nisan`da belirlenecek.
Avukat Onur Tatar da haziran ayında yapılması beklenen ön seçimde, DSA Grubu`nun başkan adayı olabilmek için rakipleriyle yarışacak. Onur Tatar, aday adaylığı sürecine ilişkin ANKA Haber Ajansı`na şöyle konuştu:
“Öncelikle ekonomi. Avukatın ekonomisi son derece önemli. Özellikle CMK ücretleri avukatlık asgari ücret tarifesine endekslenmeli. Bunun için parlamento nezdinde çalışmalar yapacağız. Yine adli yardım ücretleri zamanında ödenmiyor. Ödenmeyen bu adli yardım ücretleri konusunda bir faiz de söz konusu değil, bugüne kadar. Dolayısıyla bu hususların öncelikle takipçisi olacağız. Avukatlık bürolarının çok büyük giderleri var. Bu giderlerin karşılanabilmesi bakımından bir sanal market projemiz var. Avukatların hem hanelerinin hem ofislerinin zaruri giderlerinin karşılanması noktasında, onlara bu malzemeleri, zorunlu giderleri açısından piyasa fiyatlarının altında bir fiyatla örgütlü gücümüzü kullanarak nasıl temin edebiliriz, buna bakacağız. Aynı zamanda bürolarımızın elektrik giderleri… Biz esnaf değiliz esasen, ticarethane de değil avukatlık büroları, buna rağmen çift tarifeyle tarifelendiriliyor, bu konuda yasal çalışmaların yapılmasını sağlayacağız.”
Onur Tatar, Kemal Koranel`in Ankara Barosu Başkanlığı`ndan istifa ederken dile getirdiği ‘vesayet` iddiasını da şöyle değerlendirdi:
“AVUKATLAR HİÇBİR ZAMAN VESAYET ALTINDA OLMADILAR. BİZLER ÖZGÜRÜZ. ÖZGÜR OLMAYANLAR BUNU İZAH EDECEKLER”
“Baromuz açısından son derece üzüntü verici. Ankara Barosu bunu hak etmiyor. Daha sağlıklı, daha demokratik yönetim yapıları oluştuğu taktirde, her şeyden önce kurumsal olarak Ankara Barosu bu süreçten daha güçlenerek çıkacaktır diye düşünüyorum. Sayın Başkan bu vesayetten bahsetti ama önemli olan, kendisinin bu vesayetin ne olduğunu çok iyi bir şekilde ayrıntılı olarak kamuoyuyla paylaşmasıydı. Dolayısıyla bizler öğrenmek istiyoruz kendisinin hissettiği vesayeti. Avukatlar hiçbir zaman vesayet altında olmadılar. Her zaman özgür oldular. Bizler özgürüz. Özgür olmayanlar bunu izah edecekler. Kimler onların özgürlüklerine müdahale etti?”
Tatar, AKP`nin Avukatlık Kanunu`nda değişiklik öngören yasa teklifi için de şunları söyledi:
“BEN İKİNCİ BARO YAPILANMASINI DOĞRU BULMUYORUM”
“Ankara Barosu numaralı bir baro değildir. Dolayısıyla ben ikinci baro yapılanmasını doğru bulmuyorum. Bu ikinci baroların ekonomik yönden güçlendirilmesi bakımından satır aralarına gizlenmiş ifadeler var bu yasa teklifinde. Alternatif bir yasa teklifiyle mutlaka bu yasanın Meclis`ten bu haliyle çıkmasının önüne geçilmeli diye düşünüyorum. Avukatlar bir ve beraber olurlarsa güçlü olurlar. Bölünerek güçlü olamazlar.
“İKİNCİ BAROLARIN KAPATILMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
İkinci baroların kapatılması gerektiğini düşünüyorum, çok net. Bir yasal değişikliğe ihtiyaç var. Bu yasal değişiklik gerçekleştiği taktirde hepimiz bir arada olacağız. O ikinci baroda üye olan meslektaşlarımızla bir ayrılığımızın olduğunu düşünmüyorum. Mesleki menfaatlerimiz, ülke menfaatleri müşterektir. Yine bir arada olacağız. Örgütlü gücümüzü daha demokratik, daha katılımcı bir şekilde Ankara Barosu`nun bayrağı altında ifade edeceğiz.
“BARO BENİM İÇİN BİR OKUL, BİR YUVA”
Her bir arkadaşımız son derece değerli. Hepimizin projeleri var. Hepimiz bu mesleğe emek verdik, veriyoruz. İnşallah aday adaylarıyla da bir ve beraber olarak Ankara Barosu`nun ve mesleğimizin sorunlarının üstesinden geleceğiz diye düşünüyorum. Ayıran temel özellik, yani kişinin kendisinden bahsetmesi zordur ama ben Ankara Barosu`nda çok daha genç yaşta yöneticilik yaptım. Baro benim için bir okul, bir yuva. Dolayısıyla ben bu yuvaya büyük bir emekle hizmet edeceğimi düşünüyorum, tıpkı diğer arkadaşlarım gibi. Onlar da son derece değerli insanlar.”