CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile görüştü. Görüşmenin ardından 10 ülkenin büyükelçisinin iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğu ile ilgili açıklamasının sorulması üzerine Akşener, “Osman Kavala sizin tanımınıza göre Soros’çu. Peki Soros ile masaya kim oturdu? Ben ve Sayın Kılıçdaroğlu değil, ben hiç oturmadım. Dışişleri Bakanlığı'na böyle bir talepte bulunulmasını doğru bulmayız. Ama böyle taleplerin Türkiye'ye yapılır olmasına yol açmayı da doğru bulmayız. Rahip Brunson'u (Andrew Brunson) hatırlatan eylem ve söylemlerden Türkiye'nin uzak durmasını tavsiye ederiz” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu ise “Türkiye'ye dışarıdan yapılacak hiçbir müdahaleyi doğru bulmayız. Ama dışarıdan müdahale etmesine ortam hazırlayacak yönetimi de kabul etmeyiz” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu CHP Genel Merkezi’nde ziyaret etti.
Görüşmede Kılıçdaroğlu’na, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile CHP Genel Başkan Yardımcıları Bülent Kuşoğlu, Oğuz Kaan Salıcı ve Muharrem Erkek; Akşener’e ise İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı ve İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın eşlik etti.
Yaklaşık 1 buçuk saat süren görüşmenin ardından Kılıçdaroğlu ve Akşener, ortak basın toplantısı düzenledi; basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“DÜŞÜNCELERİMİZİ AKTARDIK: Türkiye'nin her alanda çok ciddi sorunları var. Bu sorunlardan Türkiye'nin arınması lazım. Kendisine yeni bir yol haritası çizmesi, daha güçlü, dinamik bir yapıya ulaşması lazım. Bunun için de istişarelerde bulunduk. Karşılıklı görüş alışverişlerinde bulunduk. Zaman zaman sayın Genel Başkan ve arkadaşları; zaman zaman ben ve arkadaşlarım düşüncelerimizi aktardık.
BÜTÜN SORUNLARINDAN TÜRKİYE'Yİ KURTARACAĞIZ: İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile ilgili olarak da bize bir çalışma verdiler. Kendilerine bu güzel çalışma dolayısıyla da teşekkür ederim. 6 siyasi partinin genel başkan yardımcıları bu konuda bir çalışma yapıyorlar. O konuda da arkadaşlar bilgi verdiler. Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur. Bu konuda sorumlu bizler bütün sorunlara kenetlenmiş vaziyetteyiz. Bütün bu sorunlarından Türkiye'yi kurtaracağız. Güzel, yaşanabilir, huzur için bir Türkiye'yi hep birlikte inşa edeceğiz.”
Akşener ise şunları söyledi:
“EKONOMİ, DIŞ POLİTİKA BAŞTA OLMAK ÜZERE İSTİŞAREDE BULUNDUK: Biz iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dair bir çalışma yapmıştık. Yaz tatili gelmeden önce de kamuoyuyla paylaşmıştım. Partimiz adına bu çalışmayı diğer siyasi partilere de takdim etmek üzere bir ziyaret sistemi oluşturduk. Bugün de CHP'ye hem bu çalışmamızı resmi olarak takdim ettik hem de sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları ile Türkiye'ye dair belirli konularda, ekonomi, dış politika başta olmak üzere istişarede bulunduk.
İSTİŞARE KAVRAMINI TEKRAR TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNE GETİRMESİNİ ÖNEMLİ BULUYORUM: İstişarenin Türkiye açısında çok önemli olduğuna fikir teatisinin, dilin ortaklaşmasına dair çözümlerin somutlaşması açısından çok önemli olduğuna inanıyoruz. Türkiye'de uzun zamandır istişare kavramı kayboldu. Millet İttifakı'nın, 31 Mart seçimlerine göre 2 partisi, 24 Haziran'a göre 4 partisinin istişare kavramını tekrar Türkiye'nin gündemine getirmesini önemli buluyorum. Bizi yönetenlere de 'ben yaptım oldu' fikrinin Türkiye'yi getirdiği nokta açısından onların da dönüp istişare kavramını tekrar hayatlarına almasına örnek olması gerektiğini düşünüyorum.”
“SOROS İLE MASAYA KİM OTURDU”
Kılıçdaroğlu ve Akşener, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. ABD, Almanya ve Fransa dahil 10 ülkenin büyükelçisinin iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluğu ile ilgili açıklamalarının sorulması üzerine Akşener, şunları söyledi:
“Osman Kavala sizin tanımınıza göre Soros’cu. Peki Soros ile masaya kim oturdu? Ben ve sayın Kılıçdaroğlu değil, sizi hiç hatırlamıyorum, ben hiç oturmadım. Dolasıyla Dışişleri Bakanlığı'na böyle bir talepte bulunulmasını doğru bulur muyuz? Hayır bulmayız. Ama böyle taleplerin Türkiye'ye yapılır olmasına yol açmayı da doğru bulmayız. Rahip Brunson'u hatırlatan eylem ve söylemlerden Türkiye'nin uzak durmasını; Türkiye'nin itibarını öne koymasını tavsiye e(deriz. Dolasıyla bütün bunların önüne geçecek tek yolun gerçekten hukukun işletilmesidir. Türkiye'deki hukuku, yargıyı oluşturan kurumların işlemesidir.”
Kılıçdaroğlu ise aynı soruya şu yanıtı verdi:
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarına uyacağının sözünü verdi. Bunun için de bir anayasa değişikliği gerçekleşti. Bu anayasa değişikliği TBMM'den oybirliği ile çıktı. Bir ülkenin itibarı, imza attığı bir sözleşmenin arkasında durmaktır. İmza attığınız bir sözleşmesinin gereğini yapmıyor ve arkasında durmuyorsanız itibar kaybeden Türkiye ve onu yönetenler olur. Bir Türkiye'nin itibarının her alanda korunmasını isteriz. Dolasıyla AİHM'nin bir kararı varsa onun uygulanmasını isteriz. Eğer Türkiye gerçekten demokratik bir ülke, bir hukuk devleti ise bu çerçevede hareket etmesi lazım. Türkiye'ye dışarıdan yapılacak hiçbir müdahaleyi doğru bulmayız. Ama dışarıdan müdahale etmesine ortam hazırlayacak yönetimi de kabul etmeyiz. Öyle bir yönetim de olmaz.”
“GERÇEĞİ ARINÇ DA GÖRÜYOR”
Eski Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu eski üyesi Bülent Arınç'ın katıldığı bir televizyon programında, "CHP'nin oyları daha da artıyor ve artacak. Öyle görüyorum" yönünde açıklamalar yapması ile ilgili soruya Kılıçdaroğlu, "Bülent Arınç’ın CHP’nin oyları artacak önümüzdeki süreç içerisinde diye bir ifadede bulunması güzel bir şey. Zaten hayatın bir gerçeği, bu gerçeği Arınç da görüyor. Gördüğü için çok mutluyuz" karşılığını verdi.
Kılıçdaroğlu, TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski ve yönetim kurulu üyelerinin yaptığı konuşma üzerine kendisine sorulan soruya, "TÜSAİD Başkanı da TÜSAİD yönetimi de hiç üzülmesinler. Türkiye’ye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz. Hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını getireceğiz. Bu konuda kararlıyız" dedi.
Laiklik tartışmasına ilişkin ise Akşener, şu yanıtı verdi:
"Laiklik konusundaki hassasiyet üzerinden sordunuz. Yıllardır şunu söylerim, laiklik bir hukuk kuralıdır. Yani o ülkenin kanunlarının ilahi vahye göre mi olacak yoksa insanlar için mi hazırlanacak? Ona karar veren bir hukuk terimidir, normudur. Laikliği bugüne kadar siyasetçiler, iş adamları, din adamları konuştu ama hukukçuların konuştuğu hep görülmedi, ortadan kayboldu gitti. Laiklik aynı zamanda yapılacak kanunların ruhunu vaaz ettiğine; onun normu olduğuna göre demek ki 21’inci yüzyılın yeni değer setlerine uygun kanunların ve bir hukuk anlayışının ortaya konulması gerektiğini de vaaz ediyor. İş adamları açısından laikliğin önemi hukukun üstünlüğü artı adaletle ilgili bir konu. Dolasıyla ekonominin patronu güvendir, güveni oluşturacak hukuktur. Ona bağlı olarak da demokrasidir. Demokrasi ile laikliğin yan yana oluşunun bugünlerde daha iyi anlaşılıyor olmasını çok olumlu bulduğumu ifade etmek isterim."
Güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilişkin çalışmaların ne zaman paylaşılacağı üzerine Akşener, şunları söyledi:
"Sarıgül’le görüşme yaptık. Karamollaoğlu ile de görüştük. DSP bizi ziyaret etmişti. Genel Başkanları ile ileri süreçte bir görüşme imkânımız olacak. İstişareyi çok önemsiyoruz biz. Karşılıklı görüş alışverişini Türkiye’de tekrar hâkim kılabilmek. Ben 22 aydır Anadolu’yu arkadaşlarımla geziyorum. İlçe ilçe esnaf geziyorum, orada birçok insan görüyoruz. Türkiye’de iftiralar, dedikodular üzerinden ama dertler üzerinden olmayan bir siyasi atmosfer var. Gerçek dertleri görüp bunun üzerinden konuşmak, seçmeni velinimet yapmak. Türkiye adına, millerimiz, devletimiz ve seçmenimiz adına bu rekabeti iş birliği içinde yapmak imkânımız var. Bunları başarmaya yönelik bir fener tutmaya çalışıyoruz. Son derece de verimli sonuçlar aldık. Karşılıklı konuşmak kadar güzel bir şey yok. Parlamenter sisteme dair ana hatlarıyla ziyaret ettiğimiz siyasi partilerin genel başkanlarının hiçbirinin bir itirazı yok. 6 siyasi partinin genel başkan yardımcıları şu anda birlikte çalışıyorlar. Aralık ayı gibi bize sunulacak bir metin ortaya çıkacak. İnşallah her şey iyi olacak."
Aynı soruya Kılıçdaroğlu ise "Aralık ayında umarım 6 siyasi partinin de üzerinde uzlaştığı temel ilkeler ortaya çıkmış olur. Bu çerçevede arkadaşlar çalışmaları yapıyorlar. Aralık ayı çok geç de bir ay değil zaten" yanıtını verdi.