İzocam, hem ürettiği ürünlerle çevre ve insanı göz önünde tutuyor hem de tesislerini çevresel koşullar ile uyumlu olacak şekilde modernize ediyor. Tesislerin minimum çevresel etki ile çalışmasını sağlamak amacıyla en son Tarsus tesisinde yaptıkları baca filtresi yatırımıyla ilgili konuşan İzocam Genel Direktörü Murat Savcı; “Yeni filtre yatırımımız sayesinde tüm emisyon salımını standartların çok altına çekmeyi hedefliyoruz. Büyük ölçekli bu çevre dostu yatırım sayesinde dünya standartlarında hava emisyon değerlerine ulaşacağız. Bu önemli proje, İzocam’ın sürdürülebilir bir dünya için yaptığı katkıdır“ dedi. Şirket ortaklarından Saint-Gobain’in 2030 yılı sıfır karbon hedefine de değinen Savcı “Saint-Gobain tarafından 2050 yılına kadar karbon nötr olma yönünde taahhütler verildi. Biz de İzocam olarak, bu vizyon çerçevesinde 2025 ve 2030 yılları için yol haritalarımızı oluşturduk. 2030 yılına kadar direk ve indirek sera gazı emisyonlarını en az %33 azaltmayı sağlayacak yatırım planlarını devre aldık.” diye konuştu.
İzocam yeni ambalajlarında ürünlerin çevreye yaptığı katkıya yer verdi
İzocam’ın çevreye katkı sağlayan bir diğer önemli çalışması ise ambalaj yenileme projesi oldu. Geçtiğimiz zaman içinde mineral yün ürün grubunda ambalajlarını yenilemeye başlayan İzocam, öncelikli olarak İzocam Camyünü ambalajlarını Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma için belirlediği küresel hedeflere olan katkısını vurgulayacak şekilde yenilemişti. Bu yıl da Nisan ayında İzocam Taşyünü ambalajları, ürünün insan sağlığına ve çevreye duyarlılığını ifade edecek şekilde yenilendi. Yarı şeffaf beyaz olan yeni ambalajlarda daha az boya kullanımına yer verilerek, ambalaj boyları ve kullanılan paketleme miktarları yeniden düzenlendi. Bu sayede kimyasal atık miktarı azaltıldı ve çevre dostu bir ambalajlama elde edildi.
Sağlıklı ve çevre dostu yalıtımın arkasında İzocam var
Sağlığın yaşayan tüm canlılar için önemli olduğunu hatırladığımız bu günlerde, başta insan olmak üzere tüm canlıların sağlığını ve doğayı gözeten yalıtım ürünlerinin kullanılmasına da vurgu yapan Murat Savcı, ülkemizdeki yasaların zorunlu tutmamasına rağmen, geri dönüşümlü malzemelerin kullanıldığı, insan sağlığına zarar vermediği kanıtlanmış ürünler üretmeye özen gösterdiklerini belirtti. Bu kapsamda 13 yıldır İzocam Taşyünü ve 12 yıldır İzocam Camyünü ürünlerde EUCEB sertifikası için yaptıkları sürekli yatırımlarla sektöre liderlik ettiklerinin altını çizen Savcı, “İzocam marka mineral yünler, sahip oldukları EUCEB sertifikası ile insan sağlığına zarar vermeyen ürünler olduklarını uluslararası standartlarla kanıtlıyor. Deri ve solunum yoluyla vücuda nüfuz eden elyafların, vücuttan çözünerek atıldığını ispatlayan EUCEB sertifikası ile İzocam Taşyünü ve İzocam Camyünü ürünlerin kanserojen olmadığı bağımsız bir kurum tarafından belgelenmiş oluyor. EUCEB sertifikası olan ürünler sürekli test edilerek, elyafların zararsız olduğu sertifika süresince garanti ediliyor” dedi.
Diğer taraftan İzocam, XPS ve EPS polistiren bazlı ürünlerin, kalıcı bir organik kirletici olarak tanımlanan HBCD içermemesi yönündeki uyarıcı faaliyetlerini de sürdürüyor. HBCD maddesinin bu ürünlerde kullanımı, ülkemizde Kasım 2019 itibariyle yasaklanmış durumda. Bu nedenle XPS ve EPS ürünleri alınırken ‘HBCD Free’ (HBCD içermez) olduğuna dikkat edilmesi gerekiyor. İzocam marka XPS ve EPS ürünler, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde yasaların belirttiği çerçevede üretiliyor.
Sürdürülebilir ve sağlıklı yarınlar için farkındalıkla hareket eden İzocam’ın ürünlerinin diğer bir önemli özelliği ise; Birleşmiş Milletler’in küresel iklim değişikliği ile mücadele kapsamında geliştirdiği “Sürdürülebilir Kalkınma İçin 17 Küresel Hedef”in 8’ine de doğrudan katkıda bulunmalarıdır. İzocam ürünleri, sahip oldukları özellikler ve sundukları faydalar sayesinde; “Sağlıklı Bireyler”, “Erişilebilir ve Temiz Enerji”, “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme”, “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı”, “Sürdürülebilir Şehir ve Yaşam Alanları”, “Sorumlu Üretim ve Tüketim”, “İklim Eylemi” ve “Hedefler için Ortaklıklar” gibi 2030 yılına kadar tamamlanması beklenen ve geleceğimize yatırım yapan önemli hedeflere ulaşılmasına destek oluyor.