MTSO 10 No'lu Akaryakıt, LPG, Madeni Yağın İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyeleri, EPDK tarafından tespit edilen ve enflasyona dahil edilmeyerek değiştirilmeyen akaryakıt bayi karlılıklarından şikayetçi. Meclis Üyeleri, sektör adına karlılıkların enflasyona endekslenmesini talep ederken, akaryakıtta KDV'nin sıfırlanarak ÖTV'ye eklenmesini de istiyor.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 10 No'lu Akaryakıt, LPG, Madeni Yağın İşlenmesi ve Ticareti Meslek Komitesi Meclis Üyeleri, sektöre ilişkin değerlendirmeler yaptı. Pandemi sürecinin etkilerini, yaşanan sorunları ve çözüm önlemlerini sıralayan meclis üyeleri, özellikle artan girdi maliyetlerine karşılık değişmeyen karlılıklara dikkat çekti. Zor günler geçirdiklerini kaydeden meclis üyeleri, bu sürecin atlatılması adına bir yıl ödemesiz 24 ay eşit taksitli KGF kredi desteği verilmesini ve sektörün en ciddi sorunları arasında yer alan kaçak akaryakıtın önüne geçilebilmesi için KDV'nin sıfırlanarak ÖTV'ye eklenmesini talep etti.
“Karlılıklar enflasyona endekslenmeli”
MTSO 10 No'lu Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mesut Selim Özcömert, sektörün en önemli sorunlarından birinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından tespit edilen ve enflasyona endeksli olmayan, TL olarak kalıp değişmeyen karlılıklar olduğunu söyledi. Akaryakıt bayi karlılıklarının enflasyona endeksli olarak devam ettirilmesinin sektörün yaşaması adına büyük önem taşıdığını belirten Özcömert, şunları söyledi:
“Geçen yılın aralık ayında bir metreküp akaryakıttan 1 TL kazandıysak, bu yılın aynı döneminde de yine 1 TL kazanıyoruz. Dolar geçen yıldan bu yana yüzde 36 artarken, akaryakıtta karlılık dolar bazında yüzde 18 değer kaybetti. İstasyonların olmazsa olmaz giderleri ise arttı. Elektrik geçen yılın kasım ayına göre yüzde 25, su yüzde 57 zamlandı. Satışlarımızın yüzde 50'si kredi kartı ile gerçekleşiyor. Kredi kartı pos komisyonları minimum yüzde 18. Kiralık istasyonlarda kira artışı yüzde 15 seviyesinde. Tehlikeli madde güvenlik danışmanı, sorumlu müdür, OSGB personeli, mali müşavir giderleri gibi satışımız olsa da olmasa da devam eden gider kalemlerimiz var. Kısaca karlılık artmasa da girdi ve işletme maliyetleri sürekli artıyor. Yeni asgari ücret rakamları olsun, KVKK kapsamında gelecek ek maliyetler olsun 2021 yılında da bu artışlar devam edecek. Bu da ciddi sorun oluşturuyor.”
20 Kasım'dan günümüze çalışma günlerinin düştüğüne de dikkat çeken Özcömert, beraberinde satışların da bir önceki ayın ilk 20 gününe göre yüzde 40, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 26 civarında azaldığını belirtti. Yalnız Mersin değil, yurt genelinde sektörde ciddi bir sorun oluştuğunu vurgulayan Özcömert, konunun EPDK'ya bildirilip ivedilikle çözülmesi gerektiğini söyledi.
“Bir yıl ödemesiz 24 eş taksitli KGF destekli kredi talep ediyoruz”
Meslek Komitesi Meclis Üyesi Mehmet Can Duman da bu dönemde akaryakıt bayilerinin ayakta kalabilmesi için kredi desteğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Dışarı çıkma yasaklarıyla birlikte her gün 8 saat, hafta sonu 48 saat, ayda 352 saat olmak üzere 20 Kasım'dan bu yana 30 gün açık görünmelerine rağmen 15 gün çalışmamış olduklarını belirten Duman, “Ancak işletmelerimizi durdurmamıza, elektriği kapatmamıza imkan yok. 15 gün para kazanıp 30 günlük gider ödüyoruz. Bir tanker akaryakıt 220 bin TL civarında. Çoğumuz satışlarımızda vadeli çalışıyoruz ve sermayemiz eriyor. 3 ay ötelenen SGK primi ya da KDV ödemelerinin zamanı geldi. Bunların altından mevcut sermayemizle kalkabilmemiz iyice zorlaştı” dedi.
Çözüm olarak bir yıl ödemesiz 24 ay eşit taksitli KGF destekli banka kredisi talep ettiklerini vurgulayan Duman, bunun yanında personel giderlerindeki SGK ya da vergi yüklerinin de ötelenmek yerine devlet tarafından karşılanmasını beklediklerini söyledi. Duman, bunun gerçekleşmesi halinde bu rakamların da personele yansıtılabileceğine işaret etti.
“KDV sıfırlanarak ÖTV'ye eklenmeli”
Meclis Üyesi Edip Kanar ise sektörün devam eden sorunları arasında yer alan kaçak akaryakıt konusuna değindi. Bu sorunun KDV'nin sıfırlanarak ÖTV'ye eklenmesi ile çözümlenebileceğini dile getiren Kanar, “Gerekirse kamu temsilcilerinin de yer aldığı bir çalışma grubu kurularak etki analizi yapılıp uygulama prosedürlerini de içeren bir rapor hazırlanabilir. Bu, grup bir rakam oluşturabilir” diye konuştu.
Mersin'deki akaryakıt istasyonu enflasyonunu da değerlendiren Kanar, “İlimizde 16 dağıtıcı lisansı, 132'si merkezde olmak üzere 328 lisanslı istasyon bulunuyor. Konya'nın ardından en çok istasyon bulunan kent Mersin. Şu anda olması gereken akaryakıt istasyonunun 2-3 katından fazla istasyon var. Bu durumda bir istasyonun başa baş noktasına gelebilmesi için günde en az 10 bin litre civarında satış yapması gerekirken, istasyon sayısının fazla olması nedeniyle bu rakam 6-7 bin litrelerde kalıyor ve kazanç olmuyor. Yeni bir istasyon ruhsatı verileceği zaman belediyelerin MTSO 10 No'lu Komitenin görüşünü alması gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.